kız olsun erkek olsun insanı utandırır. halbuki çok saçma utanmak ama ben de kendime engel olamıyorum. borç para veriyosun, bari getirse yoksa hiç isteyemem diyosun, niye lan para senin değil mi. bu durum neden böyle hiç anlayamadım. hadi eşya falan o kadar değil de para istenmiyo be arkadaş.
daha da kötüsü var ki, o da hiç tanımadığın kişiden de para almaya utanmak. yani otobüste onun yerine kart basıyosun falan, paraya gerek yok, önemli değil diyosun. neden gerek yok ben çok mu zenginim sanki ama saflık ve mallık böyle bir şey işte. ne kadar dolmuşum ki kendime de hakaret ediyorum, düşünün artık.
verilirken geri alınamayacağı düşünülemez ya da akla getirilemez genelde. fakat günler ayları, aylar yılları kovaladıkça kurt düşer insanın içine. hele bir de ilerde görüşmeyeceğiniz bir insansa küfürler ardı ardına sıralanır ayna karşısında.
mantıksız bir duygudur ama engel olmak zordur. halbuki hiç düşünmez kimse, aslında utanması gereken geri getirmeyen kişidir. eşyanın bir nevi istenmesi daha kolaydır ama paranın lafını etmek zordur. unutmaya da inanmıyorum arkadaş ben niye unutmuyorum. unutulmaz öyle. öyleleri var ki eminim karşıdakinin istemesini bekliyorlar. istemezse vermeme gerek kalmaz bir süre bekleyeyim mantığı var. siz ayıp olmasın diye istemezken bu durumda bir de enayi yerine konmuş oluyorsunuz. alın bakalım.
birşey isterken zaten utanırsın ama verdiğim şeyleri isterken niye utanırım bende anlamam. ama bazıları hiç mi hiç utanmaz sürekli ister hayır dan da anlamaz. bu tiplere halk arasında yüzsüz denir.
insanî duyguların yoğunluğundan ileri gelen fiil. ödünç verirken geri isterim ha demek, ya da para veriyorsan filan tarihte vermezsen hatırlatırım*demek lazım, verdiğin anda demezsen ve karşındaki duyarsızsa iyilikten soğursun..
gözün gibi baktığın kitaplarını ödünç isteyen samimi bir arkadaşın ya da kuzenin, ödünç aldığı kitapları geri iade etmemesi durumunda oluşan gerginlik ve utanma hissidir. ne bok varda utanıyorsan, mal senin. daha acı olanı ödünç vermiş olduğun kitapların ağzına sıçmış olduğunu biliyor ve ses çıkaramıyor olmandır. *
--spoiler--
hepiniz öküzsünüz lan, insan gibi okumayı bilmiyorsunuz. size mizah dergisi bile çok, kitap okumak neyinize a.k.
--spoiler--
doğrudur. kitaplarımı ödünç vermekten nefret ederim çünkü istemeye utanırım. adam iki günde okurum diye alır iki yıl geçer ne kitap var ne yazı ne bir iz kalır ne de belirti.*
ne kadar pis bir illet bu. istediğidak nar uğraş yok, aşamıyorsun bir türlü... bir koliden fazla eşya vermişimdir herhalde...
mesela, kitap tavsiye edersin şirin şirin "sen de varsa bana getirir misin?" diye sorarlar. hayır demek de ayıp oluyor. 2 seçeneğin kalır:
--"başka bir arkadaşıma vermiştim hala getirmedi" demek
--"tabi getiririm" demek.
e sen zaten ödünç verdiğin bu kitabı geri alamayan biriysen ilkini yapamıyorsun... güzel güzel veriyorsun. 1 ay geçiyor kitap yok, 2 ay geçiyor kitap yok... konuyu açmaya çalışıyorsun bir türlü açılmıyor. sonra da o kitaptan umudu kes zaten.***
en kıl durumlardan biridir. en sevidiğiniz kıyafetinizi alır, ödünç almıştır güya ama resmen zimmetlemiştir kendine, ebatlarıda geniştir arkadaşın her gördüğünüzde içiniz erir ama isteyemezsiniz. *
buradan yan komşum olan kızlara seslenmek istiyorum :
tamam her seferinde pc yi istiyorsunuz , veriyorum sorun değil..ama ne olur artık tüm fotoğraflarımı ve videolarımı incelemekten vazgeçin artık..ezber yaptınız resmen..bakın çok az kaldı.bir daha ki istediğinizde çok pis laf koycam haberiniz olsun.bu son uyarım..
uzun gözlemler sonucu bulduğum bir çözümü açıklayayım. birine ödünç para veya eşya vereeceğim vakit "bana bir tarih ver o tarihe kadar sormayayım, ama o tarihte de bana hatırlattırma" derim. o tarihi şimdiye kadar geçireni de görmedim. tavsiye ederim.
kendisine borç verilen ya da kendisine ödünç verilen şeyin istenmesi durumunda ödünç veya borç verilenin piçleşebileşeceği dahası arkadaşlığı bununla ölçmeye kalkacağı kişilerin yarattığı şerefsiz bir duygu durum hali.
Ödünç alanın ayıbı diye kendimizi avutabileceğimiz çekingenlik durumudur. Bir süre sonra, verdiğimiz nesnenin bize ait olduğunu kendimize unuttururuz, rahatlarız.
+hüsniye, eeee şey.
-efendim pakize.
+takma yarağımı versene hüsniye.
-ama pakize verilen takma yarak geri alınmaz ki.
+offf, neden vermiyorsun hüsniye! neden böyle yapıyorsun hep sen mi götüne sokcaksın onu.
-tamam ya, ne kadar ağladın al sok götüne.