bir insanla karşılıklı hukukun varsa ödünç kitap verilir. vermiyorsa; kütüphaneler hep açık, kayıt olursunuz, kitabı alırsınız hiç kimseye tenezzül etmeden. iyi bir okuyucu, o kitabı nerede olursa olsun bulur zaten.
önceleri verme taraftarıydım.vereyim herkes okusun kitapsız kalınmasın gibi düşünürdüm.ne zaman ki insanlar kitaplarımı çarpmaya başladı artık vermiyorum kitaplıkta duruyorlar. Zira uzun zamandır e kitap okuyorum.
zamanında kız arkadaşıma bile şakayla karışık konuyu değiştirip vermemiştim. kitaplar hassas bir malzemeden yapılır. kolayca yırtılır, kapağı eğilip bükülür, üzerine bir şey döküldü mü geri dönüşü yoktur. bazı kişilere göre bunlar önemsizdir ama bana göre önemli. bir başkasının kitabını aldığınızda kitabın altını çizemezsiniz. o kitabı çantanıza gelişi güzel koyamazsınız, yıpranır çünkü. sayfaları çevirirken bile nazik olmak gereklidir, kitabı çok bastırınca arka sırt kısmında çizikler oluşur. Kitabı alıp daha geri getirmeyen kişilerden bahsetmiyorum bile. Kitaba bu denli saygı göstereceğini bildiğim birisi olursa veririm.
Genelde kitaplarım ile duygusal bir bağım vardır. Bu bağ tabi ki ya hediye ya da çok sevdiğim çok kereler okuduğum kitaplar için geçerlidir. Bunlar dışında istenirse veririm.
En iyisini yapıyor benim ödünç verdiklerim hiç geri gelmedi
Millet hırsız gibi aldığını vermiyor birde istesen sen suçlu çıkıyorsun. En iyisi baştan kötü olmaz.
Kitaplarına kötü muamele edildiği/ geri gelmediği için takıntı sahibi insandır. (Evet, onlardan biriyim.)
Insanın alışkanlıkları huyları nasıl da küçük yaşta taşlaşabilir bi bakalım mı?
Yeni okumaya başladığında, ablam gıcır gıcır okuma serileri almıştı. Çizimleri pontoları tam benlikti. En önemlisi bana özel ve hediye olmasıydı.
Babam hayır yapmayı çok sever. Gidip benim kapağını açmaya kıyamadıklarımı, arkadaşının oğlu camala vermiş. Bakıyorum bakıyorum kitaplığımda yok. arıyorum herkese soruyorum hiçkimse bilmiyor. Annem "attığın yerdedir" diyor. Çıldırıcam, kriz geçirmek üzereyim. Babam sonunda itiraf etti. Ben ağlamalardan bitap düştüm.
Ertesi gün kitaplarını istesin diye adamcağıza baskı yaptım. Akşamına adi, incelmiş rengi solmuş bir tansaş poşetinde, gazete yanında verilen kitapçıkları ve yırtık pırtk ayşegül serisi promosyonlarını 'geri' göndermişler.
O gün bügündür kimseye ödünç hiçbir şey vermem. Siz de vermeyin bence, hep beraber otlakçılğı bitirelim!
Ben. Veririm ya okuduktan sonra, diyip bir bahane bulup asla vermem. insan gibi okuyamıyorlar, yırtıyorlar, boyuyolar. Hiç gerek yok. Parası olan gidip alsın.
ödünç verdiğim kitap benim davrandığım gibi özenli davranılmadığı için kapağı, sayfaları yıpranmış geldi. ben zarar görmesinler diye ciltleyip okuyorum. bu durum nedeniyle ödünç vermiyorum. gayet haklı bi sebep bence.
vermedim vermem. geri gelse de vermem. en yakın arkadaşıma da vermem. benim kitabım ayrıca neden veriyim? donumu veririm kitabımı vermem. Çok sık hediye ederim ama siz de edin. hem kitap özel vermeye gerek yok hem de hediye edince karşındaki insanın da kitabı özel oluyor hem de yazana ve yayıncıya destek oluyor. ödünç verme hediye et!