Bence güzel eserdir. Çığlık. ismini tamamem açıklayan bi eser. Çok korktuğunuz bi andaki çığlık, kötü bi rüyadaki acı dolu korkunç çığlık. Bana bunları gerçekçi bi şekilde hissettiriyor. O kargaşa hissini veriyor bence.
Beğenmeyenler 1 milyoncularda satılan ışıklı manzara tablolarından alıp salonuna assın güzel güzel baksınlar. HD kalitesinde ya hııııamuğa..
Zannedersin viyana güzel sanatlar akademisinde 2 yıl ekspresyonizm üzerine okumalar yapmayana tabloyu yanlamasına diklemesine çaprazlamasına sokup sokup çıkarıyorlar. Sokup çıkarıyorlar yeter diyorsun bütün akımların amına koyocam ögrenicem hepsini yeter!!
Lan sen de okuduğun iki kitapla öğrendin bu akımı. içten içe yaşadın bir parçası mı oldun sanki? Bizim insanımız pek sever böyle öğrendiği ilk bilgi ile başkalarını eziklemeyi. Şimdi senin kitap yüklü eşekten ne farkın var amk? Ne kadar ucuz ne kadar paspal ne kadar egoist yaratıklarsınız ya rabbi.
Bir önerme. Ben açık açık yorum yapacağımı söyleyebilirim resim sanatında yeterli birikime sahip olmadığım için.
ekspresyonizm'den bihaber ve hayatında giovanni papini yahut franz kafka (dönüşüm kitabını biliyorlar sağ olsunlar populer kitap avcıları ayağa düşürdü) okumamış cahiller için pek tabii ki balondan ibarettir. off nasıl nefes alıyorsunuz siz ya?
ağzını saksocular gibi açan, kimliksiz kişiliksiz bir yüz ve altında kıvırtkan kıbrak bir vücudun başrolde oynadığı saçma sapan bir tablo.
çok net söylüyorum sikerim böyle modern sanatı da fikret mualla retrospektifini de.
bana cıblak kadınla gelin, yeşillikler içinde mandırayla gelin, denizin kumsalla kavuştuğu düzlüklerde 18lik kızlarda olmayan o caaanım "saçlarını" savurarak dört nala koşan atlarla gelin.
ressam bu resimde güneş batmak üzereyken bir köprü üzerinde çığlık atan bir adam tasvir etmiştir. ressamın koyu renk tercihi ve kuyruklu yıldız diye adlandırılan boyama tekniği iç bunalımlarını ve varoluş ızdırabını ekspresyonist bir üslupla açıkça ifade etmektedir.buna mütakiben ressamın güneş batan bir kızıllığı ve sonu belirsiz suları ifade şekli ve aynı şekilde köprüde oldukça ilerlemiş olması ömrünün boşa geçtiğine ve resimdeki mistik havaya bakarsak geleceğinin de belirsiz olduğuna işaret eder. ressam bu kaygı ve üzüntülerini resmin vitrinindeki adamın (cinsiyeti belli değil zira erkek ya da kadın bu duyguları yaşabilir) yüzündeki çırpınış ve yüzünü iki eli arasına almasıyla ifade ediyor. arkada belli belirsiz gelen kişilerin de hayat denilen bu anlamsız yolda geride bıraktığımız, ölmüş sevdiklerimizi temsil ediyor. son olarak bu ağır karamsar havayı tüm resme yayan ve bayacak kadar çok çeşitli şekilde çaresizliği anlatmaya çalışan bu ressamın çaresizliği anlatamayacak kadar çaresiz olduğunu anlıyoruz.
ya azizim bırak bu işleri. biz çöp adam çizemeyen insanlarız bırakalım da sanat tarihçilerinin şahaser olarak kabul ettiği şahaser olarak kalsın.
edit: yalnız yukarıdaki yorum biraz sallamasyondur, ciddi falan sanan güzel sanatlar öğrencisi olursa diye belirteyim dedim. yoksa ilgili tabloya baktığımda ben de armut kafa görüyorum. yine de biraz iç karartıcı olmakla beraber güzel tablo. verseler eve asarım yani.
bence madonna resmi daha güzeldir. keşke o popüler olsaydı ama olmadı. ayrıca iyi ressamdır, o eser de kayıptır. en azıdan van gogh un ünlü olması kadar şaşırtıcı değildir benim açımdan.
çığlık tablosuna şaheser diyen bedri baykam ın boş çerçevesi de sanat eseri der, hatta spermini sildiği ve 35 yıl sonra sergilediği peçeteyi de gider sergide görür.
Şüphesiz ki Norveçli ressam Edvard Munch tarafından 1893 yılında yapılan ve orjinal adı skrik olan 84 cm x 66 cm boyutlarındaki tablonun sanki biraz fazla abartılmış bir eser olması durumudur. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1115311/+
yani müthiş sanatsal kimliğimle irdeliyorum şunu. soldan 2 gölge geliyor, hipotenüs vari uzunca bir korkuluk ve sağda da ters dönmüş delik bir armut var. yani ver turuncu ile siyahı bana, ben de yaparım bunu. evet.
