yenice muserref(!) oldugum, korkunc hayvan. gece gece uykumu kacirmis, beni tarifsiz acilara salmis yaratik.
gozlerimi kapatirsam, beni yiyeceginden korkuyorum. evet bu bir suc duyurusu. yarin sabaha cikmassam, biliniz ki musebbim bizzat bu hayvan yada yakinlaridir.
krolardan farklı olarak bu tarz adamlar sahil kasabalarında bulunur. denizin içinde "bıııuuurrrrzzzzfftt" gibisinden bir ses çıkartarak yüzerler. bu sesle amaç "açılın kızlar ben geliyorum, buradayım!" demektir" tenleri güneş altında kalmaktan kapkara olmuştur. kadın gördükleri anda kitlenirler. hedefe ulaşmak için ne gerekirse yaparlar. geceleri saatler 4-5 olduğu zaman barların önünde volta atıp gelen geçen sarhoş hatunları götürürler. ingilizce dağarcıkları "hello" "how are you" "to hotel?" kelimelerinden ibaret olup cinsel ilişkiyi "cigi cigi" diyerek anlatırlar.
tehlikeli olup gerçek çiyanlar kadar zehirlidirler. eğer kalabalıklarsa ve o gün çıktıkları hatun avı iyi gitmemişse size sataşıp kavga çıkarabilirler.
şiddetle önerilir ki görünce yolunuzu değiştiriniz.
kapı eşiğinde görülüp; diyalog kurulmaya çalışılmış; lakin '- de git la sokucam ayağını.' tavrından ötürü; dergiyle alınıp, ev sınırları dışına püskürtülmüş böcek. öldürmedim lakin, bütün dergiyi mundar etti; sarı zehir içinde kaldı dergi. arşivlikti lan! yakaroğlu bir böcektir kısacası.
iğrenç bir böcek. çok kalın bir cildi vardır. üzerine basmakla kolay kolay öldürülemez.bir odada olduğunu kokusundan anlayabilirsiniz çok iğrenç kokmaktadır. eğer ezerseniz kokusu yerlere ve ayakkabınıza bulaşacaktır. muğla'da çok bulunur, kaya aralarında yaşarlar, evlere girerler. eğer ısırırsa, davul gibi şişirir.
(bkz: kırkayak)
evimizin balkonunu paylaştıgımız saygıdeger yaratık. sevdicegi yılan olduguna inandırıp çıglık çıglıga bırakmışlıgı bile var, lakin hala balkonda yaşamakta.
kalmış olduğum bungalow'un içindeki valizimin içinden çıkmış, ilk kıskaçlarını gördüğüm anda akrep sandığım dünyanın en çirkin hayvanlarından biri. valizimi açıp karşılaştığım an hala aklıma gelir ve içim bir tuhaf olur.
Zira bunun beslendiği hayvanların mağaralarında,bir yılan gördüğünüzde kaçın ve canınızı kurtarın,ama bir çıyan görürseniz hiçbir şey yapmanıza gerek yok.o sizi bulur diyormuş.
felaket bir böcektir. öncelikle söyliyim sakın bir salaklık yapıp yanına falan gidip öldürmeye çalışmayın çok hızlı hareket ediyorlar. nolduğunu anlamadan kıyafetinizin içine girer. yumuşak yerlerden sokmayı tercih eder. biz erkeklerin korkulu rüyasıdır çünkü ilk sokacağı yer hayalardır. ama kolu, bacağıda sokar tabiki. kısmi felç yapar soktuğu yer felç olur. fare,yılan,tarantula yediği görülmüştür. iğneleri ayaklarındadır. gördüğünüz an kaçın. evin içinde falansa ilaçlatın. gece uyurken kesin olarak yanınıza gelir bundan eminim. 140 km/h hızları vardır derler o yalandır. çita bile 120km/h yapıyor.
ısırdığı zaman bölgede şişlik oluşur ve zehir yayılmaya başlar geceleri ava çıkar akrep tarantula vb.böceklerle beslenir.
(bkz: )akrep
(bkz: )tarantula
yilanin ayaklisi, acayip cirkin, tiksindirici bi goruntuleri vardir. ustun hareket etme kabiliyetleri sayesinde gozle takip etmek bile zordur. en kucuk delikten bile gecebilme ozellikleri ve akreplere oranla daha saldirgan olma gibi ozelliklri vardir. yanliz sanildigi kadar etkili bir zehre sahip degildir. cok cok soktugu yerde gecici bi felc yaratir, oldurmez. akrep bu konuda rakip tanimaz. akrebe oranla daha fazla saklanma gizlenme ozelligine sahiptir. son derece tehlikelidirler. akdeniz in sicak iklimine bayilirlar. killi yumusak topragi cok severler. hafifte nem oldumuydu alin size 45 cm lik saatte 90 km hiza sahip oldugu yerde 720 derece manevra kabiliyetli ciyan.
ilk olarak annemin beni bahçeye çağırmasıyla başlamıştı bu malukat ile tanışmamız.
Hayatımda ilk defa böyle bir malukat gördüm ve cahillik ile öldürme çabalarına giriştim. Kolay kolay ölmez esnek yapısı sayesinde çok hızlı hareket ediyor ve güç bela öldürdüm ne olduğuna google'dan baktım. Biraz araştırma gelincik gibi intikam alan bir malukat olduğunu öğrendim. Çok saçma gelmişti bana nasıl intikam alır diye içimden geçirdim. Evdeki herkes babamı kastamonu'na geçirmeye otogara gitti ben evde tek kalmıştım. TV açtım haberlere bakıyorum herzaman ki gibi ayaklarımda çorap yoktu.
Derken ayağımda bir gıdıklama hissettim. Başlarda tatlı gelen bu şey giderek fazla artmaya başladı ve o karşılaşma... Öyle bir panik yaptım ki koltuğa çıktım onunda kaçmaya başladığını gördüm ve evde bulunan sinek ilacını sıktım daha da fazla hareket etmeye başladı.
Sonuç olarak yine öldürmüştüm. Gülerek intikam almaya gelirmi dediğim malukat gerçekten geldi. O gün bugündür hiç bir şekilde karşıma çıkmadı.
böcek korkumun boşuna olmadığını acı şekilde hatırlatan hayvan.
4 yıl kadar önce tekirdağa gitmiştim bir arkadaşımın yanına. zaten böcekten tırsan biriyim. bi de değirmenaltında gittiğim yer tam böyle derenin kenarı. kaldığımız ev ahşap kapı falan.
odanın ışığını açtım, bisürü ayaklı bi yaratık yaklaşık 1 saniyede geçti boydan boya bi odayı. bağırdım arkadaşımı çağırdım öldürmesi için, geldi öldürmeye çalışıyor. ben de izliyorum uzaktan kapının eşiğinden bağır çağır. hani böyle bi yere bakarken başka şeyler de girer ya görüş açınıza, o sırada ayağmın yanında bi hareketlilik geldi görüşüme. korka korka kafamı eğdim ayağımın dibinde de bir tane. ertesi gün toplandım döndüm izmire gece uyuyamadan. şimdi bile tüylerim yok bitik yazarken.
Birgün köyde yatakta yatarken, yaz aylarında tabii. Perde sallanmaya başladı. Ne rüzgar bre heey dedim. Ama rüzgar yoktu. Neyse tv izlerken bi baktım televizyonun ortasından siyah bişey geçti. Dedim hassiktir kalk. Kalktığım gibi bastım ışığa dayımlar falan geldi. Bi şekilde yakaladık balkonda götürdük. Ama bi sıkıntı var. Hayvan ölmüyor.ne yaptıysak gebermedi hayvan, dayımlar uğraşırkene gittim aldım dayımın five-seven'ı. Tek el sıktım bi tane. Açılan yuvarlaktan geçirdik sopayı saldık bayıra çimene.
kendisiyle çocukken tanıştık. yaz mevsimindeyiz. annem ve babam işte. ablamla bahçeye indik. şort giymiştik. normal beton zemindeyiz hani. bahçe aşağıda. ablama baktım. bacağında sahiden kolum kadar bir şey var. kahverengi - sarı renkler hakim.
öyle bir şoka girdim ki bağıramıyorum sadece elimle işaret edip , olduğum yerde zıplıyorum. ablam eğildi bir baktı bacağına kocaman, upuzun , iğrenç bir şey lan nasıl anlatalım. mahlukat neticede. ablam bacaklarını deli gibi sallamaya başladı ama yok arkadaş hayvan yapışmış sanki 1 milim bile kaymadı yerinden.
sonra halamlar yan evdeydi, eniştem evdeymiş o gün. şans... 1.80 falan eniştem, baya da kilolu. hayvanı eliyle attı yere sertçe. sonra üstünde zıplamaya başladı. arada inip bakıyor hala ölmemiş. kaçıyor falan. en sonunda ikiye ayrıldı , "oh" dedik. öyle değilmiş. yarısı bir tarafa kaçıyor yarısı bir tarafa. böyle bir korku olamaz, olamaz! bir daha da karşılaşmadım çünkü bahçeyle ilişiğim o gün kesildi. benki babaannemin tavuk kümesine elimi sokar , yumurta alırdım her sabah. hatta yıllar sonra o kümesi yıktı annemler . çok böcek möcek olmuş bahçede. babaannem gönülsüz yıkım izni vermiş. annem anlatmıştı "bir sürü çiyan çıktı bir de kümesi yıkınca " diye.
gel gelelim bu geceye... dün gece sabahladım. sabah uyudum biraz canım sıkkındı. eşimle de itirazım var' ı izledik. ne güzel filmmiş bu arada. helal olsun. neye, benim gözlerde ödem var zaten eskisi kadar keskin göremiyorum ama her şeyi görüyorum böyle yani.
eşim koştu "gel, çabuk gel, kaçar da bulamayız bak . inanmazsın belki" . meğer biz konuşurken zat- ı şahane yatak odasından çıkmış ama panik olmuş . bir sağa bir sola koşunca eşimin objektifine yakalanmış. muhtemelen bu yavrucak " oh be gece oldu, yemek zamanı " diye fırladı odadan. sağda sadece hafif ışık vardı fark edemedi ve bu da onun sonu oldu. bende bu arada koynumda çiyan beslemiş olduğumu öğrendim. şimdi de hayata küstüm. baya yüksek katta oturuyoruz. eğer ki bu böcek dış kapıdan girdiyse yöneticiyi kanırtıcam. haftanın üç dört günü derin temizlik yapıyorum, çatı katındayım. girmesi imkansız. aklımıza sadece çatıda açık yer var yöneticiye kaç senedir kapak yaptıralım diyoruz, yani bir tek orası geliyor. diğer ihtimaller beni zaten evi havaya uçurmaya itiyor.