içimden can alınır mıydı, ruh çekilir miydi? Yaşarken bilinmez..
.
Benim ruhum çekilmişti, onun gitmesiyle ve hala dolanıp duruyordu asla bedenime girmeden..
Efsanedeki acılar, yada şiddetin acısının çekene verdiği erdemin dayanma gücü beni ayakta tutan şeydi. olunmazdı ama bir olma durumu, her günü var etme gücünün yeniden ve yediden başlayacağına büyük bir saflıkla inanıp, soğuk akşamlar çökünce ruhumun dar sokaklarına, inanışımın kahkahalarına kızarak geçerdi bütün eklenen günler birbirine...
Zaman denen kavram ne acımasızdı... Zamana sadece" aşk" mı demek lazımdı? Geri kalan günler ne aciz, yaşamak için ne gereksizdi. Lezzetin, hazzın ve yaşamı iki insanın tek beden gibi döndürmesi, evirip çevirmesi ve zerreciklerine ayrılması TANRILARIN kaç insana sunduğu lütuflardandı??.
Yokluğu ...
Yokluğunun unutulması varlığın unutulması ve diplerde boğulmak değil miydi? Dayanamıyorum! diye inlediğim zamanlarda, korkunç ellerinin beni karanlıklarına iteledikleri, hadi yapsana! dediklerini korkunç anlarda, içimde ki o cılız ışığın nasıl yandığını ve buradayım hep buradayım deyip, geçmişin mutlu kılınmış anılarına beni sürüklemesi neydi, nasıl olurdu?
o ışık ben buzken birden yanan o ışık ve artık yok oluşa hazırım, bu zırvalar bu yoksunluklar bu sensizliklere erdemli uydurulmuş kılıflara inanmadığım ve kanmak için yaşlandığım bir an yine ısıttı beni ve ben yine büzülerek çektim ellerimi kendi yapışkan karanlığımdan ve kulaklarımdaki korkunç mırıldanmalara bir çocuk şarkısı bulup susturdum..
ve bir yaprak girdi içeriye önüme masumca düştü..
Aldım elime ve okudum.
Sevmeler ve zamanlar nedir hayatta, sadece acılar mı bağlayan. Ruhlar yaşayanların özgürlüğüyle mutlu burada. Özgürleşmek kolay mı acıyı bağlarken bu bedene ve yazık değil mi, her aşkın güzelliğini reddetmek ve tek demek. Tek olan ne ki dünyada senden başka ruhundan başka.. Beni özgür bırak acılarını koy bu yaprağa ve bırak sonsuzluğa, zamanı dolan yaslar artık intikam almadan sen kaç oradan ve bul sevgiyi yeni formlarında...
Okudum onun kokusuyla ve vedalaştım onla. Uçurdum onu geldiği diyarlara ve hafifleyen kalbimin küllerini savururken havaya birden sabah oldu ansızın karanlık bitmez gecelerimden sonra......