fizik bölümünü bünyesinde barındıran istanbul üniversitesi fen edebiyat fakültesidir. zira 2002 yılında ben liseye başlarken abim ise istanbul üniversitesi fizik bölümünü kazanmıştı. aldığı puan da öyle ahım şahım değildi hani. lakin aradan geçen 11 senede ben lise, üniversite ve askerlik bitirip işe girerken kendisi hala okumaktadır efenim.
çağdaş türk lehçeleri ve edebiyatları. rusça, farsça, arapça, azeri türkçesi, özbek türkçesi, kazak türkçesi, nogay kumuk türkçesi, türkmen türkçesi, tatar başkurt türkçesi, çuvaş-hakas-gagavuz türkçesi,altay türkçesi metinleri ve şor türkçesi metinleri.
işte insan beyni nasıl folloş edilirin cevabı bu bölümdür girmesi kolay çıkması ise tam bir bela olan bölümdür.
mimarlık fakültesidir. mühendislik fakültelerinde okuduğunu anlamaktan aciz değilsen derslerine çalışıp sınavları geçersin; mimarlıkta ise sabahlara kadar proje, maket, vs hazırlarsın, jüriye çıktığında aranın iyi olmadığı bir hoca "beğenmedim" derse bütün emek boşa gider ve kalırsın. ayrıca mimarlık fakültesine girmek için matematik ve fen kasıp, üniversitede karşına çıkacak olan o güne kadar hiç bir yerde rastlamadığın tasarım, estetik ve sanat ağırlıklı derslerden bahsetmiyorum bile.
Kesinlikle mühendislik fakülteleridir efendim. Hele ki ihtiyaç olmayacak saçma sapan dersleri sırf göstermiş olmak için koyduklarında. Yani bilgisayar mühendisliğinde fizik ve matematiğin hele 4 gibi yüksek bir krediyle ders diye konulmasının anlam ve önemini biri açıklarsa çok iyi olur. Sırf adımız mühendis diye neden eziyet ediyorsunuz?
mühendislik ve iktisadi idari bilimler. mühendisliği zaten biliyorsunuz. diğerinden çıkmanın zorluğu ise dersler çok kolay geldiği için yatıp sınavlardan çakıp mezuniyeti yeniden alınan derslerle uzaklaştırmak.
