sülüklen, bırakma peşini ne olursa olsun götürmeye bak, nazende yaparlar onlar aldırış etmeden yoluna devam et lakin bokunu çıkarma. adam ol canımı ye.
çok kırılmış olabilir...
ilkokul 8. sınıftaydım. sınıfımdaki bir kızdan, en çok anlaştığım kızdan hoşlanıyordum.
ona akrostijli şiirler yazıyordum. gülüyordu, hoşuna gidiyordu.
o şiirleri saklıyordu (öyle hatırlıyorum).
ben her gün bir şiir yazıp veriyordum.
bu arada tam olarak çıkma teklifi etmemiştim.
o bunu hissediyordu amam.
şiirler hep böyl akıp gidiyordu onun eline...
o güldükçe hoşuma gidiyor, bir daha, bir daha şiir yazıyordum...
yılbaşı çekilişi yapmıştık sınıfta. bana başka bir kız çıktı, gittim sevdiğim kız kime çıktıysa onunla değiştirdim kağıdımı.
yani, sanki sevdiğim kızın adı bana çıkmış gibi olacaktı ama bunun da böyle olmadığını o kız da dahil herkes biliyordu.
sonra ne mi oldu?
hani, bilirsiniz ya, bu kızlar oldum olası tek dolaşmazlar, sepet gibi illa bir kız taşırlar yanlarında.
cenaze peşinden giden halk gibi toplu halde dolaşırlar filan.
neyse, ben de ortak en yakın arkadaşıma "meb, seni seviyormuş. çıkma teklifini kabul eder mi?" diye sorsana, diye rica ettim.
o arkadaşım bu teklifimi kabul etti ve sevdiğim kıza benim teklifimi götürdü.
cevabı geldi.
ortak arkadaşımız dedi ki bana:
-meb, xx (evdiğim kız) kabul etmedi.
+neden ki?
-seni fazla yakışıklı bulmuyormuş.
+peki.
belki üstesinden 8-9 sene geçti bunun üstünden ama bu olayı hiç unutmam.
çünkü duygularımı hiç utanmadan, çekinmeden bir tek o kıza açmıştım.
hem ilk oluşu yüzünden, hem de bana "fazla yakışıklı değil" diye utanmadan, beni kırması.
tamam, brad pitt değilim ama neden o derecede kırıcı olur ki bir insan? hatta bir "kız".
hani, emre aydın'a sevgilisi "adam olmaz senden" dediği için, emre aydın 3-4 şarkısında "adam olmaz, dedin, senden" diyor ya,
belki ben de ilerleyen zamanlarda bu cümleleri ona değişik şekillerde hatırlatırım...
olay ne kadar küçük gibi olsa da, azıcık olan özgüvenim de gitti zaten.
şimdi, hoşlandığım bir kız var ama aynı cevabı almaktan korkuyor, üzülüyorum...