bir kadına çıkma teklif ederseniz sizin için ölüyor bile olsa ilk anda reddeder. ama bir şekilde görüşüp yakınlaştıkça bir süre sonra o size sorar biz neyiz diye.
eğer bir kadına hayır deme imkanı verirsen hayır der. murphy abinin kanunlarına benzedi ama öyle işte.
taraflar birbirlerine nasıl baktıklarını kavrayabiliyor iseler gayet doğal olan durumdur.
yepılması gereken tek şey, güzel bir günün güzel bir akşamında, çok ama çok güzel bir adamın, güzelce bir kızla karşıdan karşıya geçerken eline uzanması; tutması ve bir daha asla bırakmamasıdır.
Hiç bi şekilde hadi çıkalım sevgili olalım vs vs değil en sevdiğiniz şeyleri birbirinize söylerek başlarsınız ama hiç adını koyamazsınız yada koymak istemezsiniz sihirin biteceğini sanarsınız. Ama hiç öyle olmaz dostum sıkılırsınız herşeyiniz değişir görüşmek bile istemezsiniz ayrılınca adını koyarsınız biz cıkıyoduk.
günümüzde çok dogal olarak karşılamak gerekiyor ve çok sık rastlamaktayız. iki arkadaş bir bakmışınız sevişiyorlar. iki kanka bir bakmışınız farkında bile olmadan sevgiliden daha ileri gitmişler ama sorarsanız onlara onlar kanka ve aralarında hiç birşey yok. işte bu durumda teklif kimsenin aklına gelmiyor.
+oldu bitti gibi birşey.
sözlere takılmadan sevdiğine davranışlarınla olayı yaşatmaktır. arada soru cümlesi olmadanda insanlar sevgili olabilir . resmiyet kazanması açısından kafadaki soruların giderilmesi açısından kızlar yinede sevgili olduğunuza dair bir cümle duymayı bekleyebilirler .
en doğalı en güzeldir. zira kendiliğinden doğan ilişkiler daha uzun sürmektedir. ergenlik triplerini geride bırakmış kız ve kızanların gereksizliği ortadan kaldırarak doğrudan işe girişmeleridir.
başlayan ilişkiyi çok da etkilemeyecektir. kalpler aynı yöne doğru akıyorsa, gözler birbirine aynı anlamla bakıyorsa zaten, ateş bacayı çoktan sarmıştır.
kişilerin duygularını dile getirmesiyle, benimle çıkarmısın demesi arasında fark vardır. kişi hoşlandığını söylediyse çıkma teklif etmiş sayılır ama etmemiştir; karşısındaki olumlu bakıyorsa gerçekleşen durumdur çıkma teklifi etmeden çıkmak.
örnek:
hızlıca yürüyordum, buluşma yerine az kalmıştı, kafamdaki güzel düşüncelerin gitiği yeri bulamayan küçük bir muhabbet kuşu gibisinden uçtum karşı yola, öyle bir hızdı ki bu; neredeyse seçilemiyecektim uzaktan. şarkılar dinliyodum son zamanda, geceleri onu düşünerek bir yastığa sarılıp uyuyordum. galiba ondan hoşlandığımı söyleyecektim. yavaş yavaş adımlarımı yavaşlattım; hızlı hızlı yavaşlatamazdım zaten. kenardaki çiçekçiden bir demet çiçek aldım; saat üçteki buluşmama az kalmıştı ama buluşma mekanı olan cihangirede öyle. gözlerine bakarken kendimi kaybettiğim ona gidiyordum. son bir umut var içimde, yok olsun istemiyordum. kapıdan hızlıca girdim; onu gördüm, cafenin çıkışının sol tarafında oturuyordu; yavaşça masaya oturdum, halini hatırını sordum; o sırada garson geldi bişeyler söyledik. garsona bişi demedik sipariş verdik. gözlerine baktım yine; onu sardığımı, öptüğümü kokladığımı düşündüm. seviyordum, sadece bunu düşünmek istiyordum arada aklım akşam açıklanacak final sonuçlarınada kayıyordu tabi; olacak, olacak, olacak o kadar! onunla özel bişey paylaşmak isteidğimi söyledim; gözlerini dikti beni dinlemeye başladı; karışmıştı içim, düşüncelerim. o omuzuna kafamı koyduğum sıcak insan birden soğuk buzul rüzgarlarının vahşi, ısırığını atabilirdi anlımın çatına kafamın çeperine. umutsuz rahatsız düşüncelerin akıbetiyle çarpışıp bilinmeyeni gördüğünüz oldu mu hiç? o an bilmiyordum merak ettim ve söyledim ondan hoşlandığımı, çıkma teklifi etmedim, etmem ben. bu ne saçma bir protokol benimle çıkarmısın? hiç hoş değil. hatta birazda boş. bir kızın gelip bana çakarmısın demesi kadar gülüç ve garip gibisinden düşünceler içerisindeydim, o an inan bir ömür gibi geldi, ağzı aralandı ve ...
