lise bitene kadar aynı mahallede ki çok yakın arkadaşlarımla okudum.
ortaokuldaydım, ilkokuldan beri aynı sınıfta olduğum sıska ve sevimli bir çocuk vardı.
yanıma geldi kikir kikir gülüyor, şey benimle çıkar mısın? dedi, gülerek saçmalama ne çıkması dedim, benim fikrim değildi nurcan söyledi dedi.
sağolsunlar arkadaşlar daha o yaşta bana yardımcı olmak istemişler.
Geçen gün karşılaştık hala sıska, hala sevimli ve hala bekar *
çıkma teklifi her ne ise o kolay da..
ayrılma istediğini belirtir kanun teklifini nasıl veriyorduk?
kanun hükmünde kararname çıkarmak istemiyorum bu sefer..
telefon numaramı değişsem adresimi biliyor..
1 kere şartlar neticesinde telefondan yapmak zorunda kaldığım eylemdir. Neyse ki kabul edildiğindeki mutlulugu yasadım. helikopter, vapur falan geciyordu, zaman durmustu.
yurttaki birinci masa sahibi arkadaşlarımızdan (!) birinin yan bankta oturan kıza ettiği ve bizzat duyduğum çıkma (çıkma nedir ya!?) teklifi:
-bir şey soracaktım sana?
+buyrun?
-saat kaç acaba söyler misin telefonu unutmuşum da ben?
+tabii bir dakika... altıya yirmi beş var.
-tamam. teşekkürler. bu saatten sonra benimsin.
+ben sözlüyüm yalnız..
-affet bacım o zaman. bilemedik.
birden nasıl bacı ayağına döndü o iş, hala aklıma geldikçe sorguluyorum. pardon de git yani en fazla. milletçe her şeyi uçlarda yaşamayı seviyoruz.
eğer düzenli aralıklarla görüşmenize vesile olan bir hayatın içinde değilseniz ( okul, iş, arkadaş çevresi vs.) damdan düşer usulü gerçekleşmesinde fayda var. evet evet, daha ilk günden yapın. ne kaybedeceksiniz ulan? en fazla daha önceden yaptığınızı yapar, yalnız kalmaya devam edersiniz.