ana, bacı, kız arkadaş kim olursa olsun şahsım adına beni en çok geren cümledir bu. istenilen her saçma şeyden sonra 'neden ben'? diye sorulduğunda verilen cevaptır çünkü. tamam bazı şeyleri yapmakla ilgili erkeklerin gerçekten sorumlulukları vardır ama durum biraz abartılınca işkenceye dönüşmektedir. bizde insanız lan.
- anneeee, bana bu pembe tişörtü alsana.
* olmaz yavrum
- niye yaaa banane ben istiyorum
* olmaz yavrum sen erkeksin.
- babaaaaaa!!! ühhüüü, can beni dövdü, acıyoooooo! kolum acıyooo!..
* dur be oğlum sus ağlama
- acıyooo ama yeeaaaa ühühüü...
* ağlama oğlum ne biçim erkeksin, erkek adam ağlamaz.
* lan eşek sıpası o kulağındaki ne?
- küpe baba.
* sus bide cevap veriyo itoğlu it. çabbuk çıkar.
- niye baba yaaa.
* ulan niyesi mi var erkeğin küpe taktığı nerde görülmüş hayvan herif.
şeklinde diyaloglarla gerçekleşebilir bu söylem. böylece ağırbaşlı, vakur, güçlü, duygularını ve acısını belli etmeyen dışarıdan odun gibi görünüp, aslında çocuk gibi sevecen insanlar yaratıldı. bu ağır sorumluluklarla nice kız arkadaşlar tarafından terkedildi er kişisi. mağara adamı ve ruhsuz denildi onlara. romantik olmadıklarından dem vuruldu. çünkü romantizm bir kırılganlık addedildi ve erkeğe yakıştırılmadı. nice beddualar edildi arkalarından. oysa onlarda çocukken çiçek topladılar, renkli kalemlerle yazılar yazdılar. şimdi büyüttükleri sadece bedenleri ve ruhları değil. üzerlerine bindirilen sorumlulukları da büyüttüler.