Öncelikle "bir" kelimesini bi olarak yazdığım için çok özür dilerim. Umarım beni bağışlayabilirsiniz.
Çükü fermuara kaptırmış habeşi bir insanın yardım feryadına yetişmektir. Bilindiği gibi ülkemizdeki habeşi göçmenler ekseriyetle müslümandır. Bir gün tekinsiz bi muhitten geçerken sokak arasında bir yere yılanı kusturan bir zenciye rastlanır. Bu arkadaşların her kuruşu kıymetli olduğu için umumi hela adı altındaki para tuzaklarına yaklaşmazlar. Afrika kökenli animizmin de etkisiyle doğa ile bir bütün halinde yaşam sürmek adına sağa sola bevlederler.
Geldiğinizi gören habeşi arkadaş alelacele fermuarı çekmeye yeltenir. Böylece çükünü sıkıştırır. Daha sonra da iç burkan bir çığlık atar.
Siz bu hilkat garibesi malzemenin yanından bile geçmek istemezken, habeşi eleman "allah rizasi icin bir el at usta." der. Olan olmuş, allahın adını vermiştir. Daha yeni yatsı namazını kılmış abdestli bünye bu çağrıya kayıtsız kalmamalıdır. Derhal yerden bir çubuk alınıp bu hilkat garibesini sıkıştığı yerden çıkarırsınız. işte bu muazzam yapıya en çok yaklaştığınız yerdir.
yardimina gideyim dersin sevinir serefsiz. sonuc: patlayan fermuar. yanina gitmeyim birak bagirsin dursun dersin bu kez sinirlernir o sana gelir. sonuc: yine fermuari patlatir. kisaca, fermuarin selameti acisindan hassas bir denge sozkonudur.