evet bugünki saldırı hepimizi ne kadar derinden etkilediğini biliyoruz. Resmen etmediğim küfür kalmamıştı pkkya, heryerde tskyı savunan beni bişey dikkatimi çekti. Neden pkk yaklaşık 2 ay önceki ateşkesini sonlandırıp böyle saldırılara geçmişti. Araştırdım bu akşam baya bi araştırdım sonra murat karayılanın ıraka giden gazetecimiz cengiz çavdarla olan röportajını dinledim dedigi şu biz ateşkes yaptık,ama asker operasyona devam etti geri çekildiğimiz halde 40 tane militanımızı öldürdüler bizde ateşkesi bozmak zorunda kaldık. Açıkçası şu gerçeği farkettim askerin içinde hala iktidarın kendide olmasını isteyen, ülkeyi iç savaşa sürükleyen ve şimdiki akp iktidarını ve kürt politikasını zora sokmak isteyen insanlar var ve bunu kesinlikle akpden gram hazetmeyen biri olarak diyorum evet bu işin içinde başka işler var...
gerçek şudur ki, terörist şerefsizler ateşkesi sadece kendi içlerinde yapabilir. ne resmi bir kurumdur ne de devlettir ki karşılıklı ateşkes anlaşması yapılsın. ülkemizi bölmeye çalışan şerefsizleri onlar ateşkes yapmış diye öldürmemek sadece yenilgiyi kabullenmektir, pkknın resmi varlığını kabullenmektir.
ateşkes tek taraflı olmaz, ayrıca pkk bir taraf değildir. bu ülkede ruhsatsız silah taşımak bile suçken adamların profesyonel silahlarla gezinmeleri bile onları suçlu yapar ki; muhatap olacağınız tek yer mahkemedir.
murat karayılan'ın açıklamaları da asla resmi değildir ve olamaz da. bu ülke kurşuna dizilen ana kuzularının acısını hala yüreğinde taşır. yıl 93, mayısın 24'ünde dağıtıma giden askerleri toplayıp ayakta, kolkola girmelerini söyledikten sonra kurşuna dizmişlerdir. o zaman da sözde ateşkes vardı ama silahsız askerlerimiz, vahşice şehit edildi.
biz onların arkasından yapa yapa 33 şehit anıtını diktik. anılarını betona gömerek haklarını aradığımızı sandık.
1. cumhurbaşkanı beş gün evvel bu birlikleri ziyaret etmişti.
2. pkk, açılımın simgesi habur'dan gelişlerin yıl dönümünde saldırdı.
3. eylem anayasa komisyonun toplanacağı gün gerçekleşti.
4. saldırıdan bir iki gün önce k.ıraktaki kürt köyleri boşaltılmaya başlamıştı.
mehmet ali birand twitter'dan bu saldırılar hükümetin haklılığını gösteriyor yazmış.
pkk halkta infial meydana getirip, türk-kürt ayrımını körüklemek istiyor.
kemal burkay bu saldırılar en çok kürt halkına zarar veriyor, ülke 90'lı yılların gerilimine sürüklenmek istiyor demiş.
birileri türkiye'de ak parti'yi sabote ediyor gibi geliyor bana.
türkiye'de ne zaman olumlu gelişmeler olsa, anayasa görüşülmeye başlansa gündemi değiştirmek için terör olayları meydana geliyor.
bunların hepsi tesadüf mü?
seçim öncesi bie dokunmayın şu seçimi atlatalım onun için ateşkes yapalım diyip, daha sonra saldırıların başlaması da ayrı bir örnektir. ayrıca aponun 15 haziranda çok büyük olaylar olacak sözlerini de unutmayalım.
bugüne kadar doğu, güneydoğuda görev yapmış, operasyonlara katılmış, bizzat yönetmiş birçok üst rütbeli silahlı kuvvetler mensubunun ifade ettiği gibi yıllardır yaşadığımız hadise sadece kuvvetle çözülecek bir hadise değildir.
devlet, sınırları belirlenmiş toprak parçasını temsil eden somut kurumdur. sınırlar dahilinde hükümrandır. kendisine vücut veren teşkilatları eliyle hükümranlığını sürdürür. sınırlarına egemen olamayan devlet, sosyolojik, ekonomik ve askeri bağlamda devlet niteliğini yitirmiş demektir. bu realitenin ideolojiyle uzaktan, yakından alakası yoktur.
devletin hükümranlığı, en üst kuruluş olan meclisin yasama, yürütme erki eliyle, anayasal çizgiler için de kendini ifade eder. yasalar hükümranlığın niteliğini belirler. toplum ilişkileri, bireyin hak ve özgürlükleri, yine bireyin topluma karşı görevleri, devletin kendine has hükümranlığının korunması vs. yasalarla belirlenmiştir. anayasa ve yasalardan bağımsız bir güç yoktur, kendine özgü bağımsız hak ayrıcalığı yoktur.
devlet sınır güvenliğini, silahlı kuvvetler eliyle sağlar. yine devlet iç asayişini güvenlik güçleri, kolluk kuvvetleri vasıtasıyla sağlar. hepsinin görev ve yetkileri, yetki sınırları kanunda yazılıdır. kanunda yazılı olmayan yetki ve güç kullanılamaz. idare yürütmenindir. yürütme temsilidir. yasalarla belirlenmiş aralıklarla yapılan seçimler sonucu oluşan iradeyi yansıtır.
silah ve gerektiği hallerde zor kullanma yetkisi, devletin resmi güçlerine aittir. resmiyet dışında yapılanmış militer-para militer grupların sınır dahilinde silah taşıması, kullanması mümkün değildir. kuvvetler eliyle engellenir.
ateşli silah bulundurma ve taşıma, kanun dahilinde, yetkili mercilerin iznine tabidir. ruhsatsız ateşli silah bulundurma ve taşıma, kullanma suçtur. müsadere edilir. direnilmesi halinde zor kullanılır.
bu teorik girişten sonra somut olarak denilecek tek şey, ne amaçla olursa olsun devlet, kendi sınırları dahilinde tek tek veya gruplar halinde, silah taşıma ve kullanmaya teşebbüs edenlere karşı zor kullanır. bu zor kullanmanın teorik ideolojik dayanağı yoktur. zira devletin ideolojisi olamaz.
yazının girişinde de ifade edildiği üzere, uzun yıllara dayanan, uzun yıllardır iç içe yaşadığımız sorunun tek çözümünün kuvvet kullanmak olmadığı, devletin en tepesinden itibaren muhtelif yetkililerce belirtilmiştir.
doğrudur. doğru olan diğer husus, sorun teşkil eden silahlı güçlerin dahilde varlığı ve hariçten gelişlerdir. hadise çözülmek isteniyorsa, atılması gerekli ilk adım, sözü edilen silahlı gücün bir an evvel sınır dışına çekilmesidir. aksi halde operasyonlar kaçınılmazdır.
sınır dışına çekilmenin nasıl olacağı ilgili kuruluşların bileceği iştir. bu manada öneri olmaz, kurumlar gerekeni, yasalardan aldığı yetki çerçevesinde yaparlar. toplumsal boyutlu krizleşmeler de biz yurttaşlar olarak takip etmemiz gereken yol, sükunetin muhafazasına yardımcı olmak, soğukkanlılığı korumak olmalıdır.