cumhuriyetin ilk yıllarında vergi yasası ile birlikte tüm ülkede kişilere ait mal sayımı yapılmakta ve kişilerin mal varlıkları üzerinden vergi alınmaktadır, ülke çapında başlayan sayımlarda sıra kayseriye gelmiştir. Oradada bir vatandaş eşeği üzerinden vergi vermemek için eşeğini yatağına yatırır. sonra memurlar her nasıl oldu bilinmez evde yatakta yatan birinin olduğunu görürler ve kayseriliye bu kim derler,oda babası olduğunu söyler, ancak yalanı çok fazla sürmez ve yataktakinin eşeği olduğu anlaşılır.Memurda dayanamayıp şu sözü söyler:
-Yaw senin yaptığını çorumlu bile yapmaz.
o zamana kadar çok uyanık olan çorumludan daha da uyanığı çıkmıştır ve kayseriliye bu söz söylenmiştir.
bu sözü destekleyici olarakta zaten önce kayserili sonra çorumlu diye başka bir konu vardır.
işte bu hikayeye konu olan, 160.000 nüfuslu, yüzölçüm olarak türkiyenin en büyük 10 ili arasında, karadeniz ve iç anadoluda toprağı bulunan, ekonomisi çevre illere göre daha iyi durumda olan, zengininin çok olduğu, 80 li yıllarda başlayan alevi sünni ayrımcılığın son yıllarda nispeten azaldığı, yaklaşık 10 senedir seçimlerde islami partilerin galip geldiği, futbol takımının 8 senedir 3. ligde olduğu, istanbula 650,ankaraya 250,samsuna 175 km olan, alacahöyük, hatuşşaş,yazılıkaya, boğazköy gibi hititlere başkentlik yapmış tarihi yerleri olan, merkezinde 7-8 hasan paşanın yaptırmış olduğu kocaman bir saat kulesi olan, önceki yıllarda en temiz ve güzel bir yerleşim planı olan il seçilmiş, anadoluda hemen hemen görmediğim il kalmadığı için en güzel 3 il arasına rahatlıkla koyabileceğim, ülkemizin güzide benimde biricik memleketimdir.
insanı zeki ve akıllı olan şehrimizdir.Özellikle alaca ilçesinden cıkan bir cok bilim insanı vardır.Coğu beyin göcüyle kaybedilmiştir .akademik kariyerlerine amerika ve isvicrede devam eden bir cok corumlu vardır.Her ne kadar corumlulara türkiyede bir önyargı olsa da değerleri yurtdısında gayet iyi anlaşılmaktadır.
göçler, sürgünler, deneyler, katliamlar, uygarlıklar la birlikte stratejik anlamda da önemli özellikleri olan şehirdir. Kahramanlığını sonradan almıştır. cıa nın maraş denemesinde başarılı olup çorum da yenildiği 1980 haziran olaylarından sonra kahraman çorum olmuştur. Bu yenilgiyi hazmedemeyen zamanın egemen güçleri tanklar la fatsa "nokta" operasyonunu başlatmışlardır. Zamanın başbakanı süleyman demirel'in bu esnada sarfettiği "çorumu bırakın fatsaya bakın" sözü halen unutulmamıştır.
volkanik olarak ülkemizde en hareketli bölgedir. Bu hareketlilik yüzeye yakın olduğu için ve de meşhur çimento fabrikasının mücadelelere rağmen halledilemeyen bacasından çıkan "beyaz ölüm" den dolayı akciğer vakaları istatiki olarak oldukça yüksektir. çorum tarihsel olarak önemli kişilikler yetiştirmeyi becerebilmiş bir şehirdir. mesala iskilip li atıf hoca cumhuriyet'i hayli sarsmıştır. Bir başka isim ibrahim kaypakkaya
hala hakkında marşlar yazılan efsane liderdir. Yine başka bir kulvardan kürtlerin sarı hocası ismail beşikçi gibi efsane bir bilim adamı çıkmıştır çorum dan.
birde çorum kaloriferi vardır leblebisi dışında. kışlacık pırasası nı söylemeden geçmeyelim. Başka yerde asla böylesini bulamazsınız. Dağlara doğru çıktığınızda yoksul kürt ve alevi türkmen köylerini görürsünüz. Buralarda yapılan kabak tatlıları ve ev yapımı şarapların tadı damağınızda kalır.
çorum anlatmakla bitmez heri...Anlatsanıza çorum lu gobeller...
halkının bir kısmı çok sempatiktir. bir kısmı ise tam tersidir.
yine aynı şekilde esnafının bir kısmı şeker gibi adamlardır. ()
diğer bir kısmı ise (özellikle öğrenciyseniz) sizi yolunacak kaz gibi görürler. (para bozdurmak istersin. bir şey almayacaksan niye bozayım ki der)
öğrenci iseniz ve ev tutmak istiyorsanız bu şehirde; ev sahibinin size söyleyeceği iki söz vardır.
1. kardeşim siz çok iyi insanlarsınız biliyorum ama öğrencilere ev vermiyorum.
2. kardeşim normalde 400 tl kira ama siz öğrencisiniz size 500. (yapma etme ne alakası var dersin. adamın verdiği cevap siz kirayı ortaklaşa ödüyorsunuz der.)
durakta otobüs bekleyen yaşlı amca ve teyzeler, otobüsü durdurup şoföre oğlum bu otobüs nereye gidiyor diye sorarlar. (buradaki diyalog çok güzel olur bazen.)
otobüste geçen bir diyalog:
t: teyze
ş: şoför
t: oğlum bu araba nereye gider_?
ş: teyze sen nereye gidecen_?
t: ben falanca yere gidecem.
ş: teyze bu otobüs geçmez. sen x otobüsüne bin der.
t: oğlum yarım saattir bekliyorum gelmedi o otobüs.
ş: teyze gitmiyo bu otobüs oraya.
t: oğlum hava buz gibi çok üşüdüm.
"içinden adam çıkmayan şirin bir ilimiz" diyollar ya hakkında bazen, yeminle üzülüyorum. hele ki "çorum, hepinizin amına korum" gibi fantastik kafiyelere maruz kalmasına ise geceleri içli içli ağlıyorum anasını satiim. yetti olm bu memlekete yıllardır ettiğiniz zulüm, espri malzemeleri, "ne çorumlu musun? ahahaah" nidaları. amacınız ne lan? hiç hazzetmediğim halde şu an resmen ve fiilen memleket savundurması yaptırıyorsunuz bana. yakışıyor mu ha?
kendi alanında gayet başarılı, orta karadeniz ve iç anadolu arasında kalmış süpersonik bir ilimizdir kendisi. yok lan o kadar da süpersonik değil ama durup dururken itin götüne sokmanın da anlamı yok yani. biri size çorum dediği anda o malum espriyi yapmak zorunda değilsiniz. en sevgi kelebeği halimle bunu belirtmek istedim yalnızca. hepinize taze kavrulmuş leblebi tadında günler efenim.
