pis kokuyordur çorap kesin , uzaktan koku buruna sızmıştır , emin olmak için ve eserini yakından hissetmek için bir de buruna yaklaştırılıp içine çekilir koku . *
ayak parmaklarının arasındaki siyah cisimcikleri işaret parmağıyla temizledikten sonra burun mahaline götürme eyleminin kankisidir.çorabın koklanması ya da koklanmaması anı ilgilendiren bir durum olmakla birlikte, belirli bir plan ve proje kapsamında ifa edilen bir hadise değildir.-bu gün eve gittiğimde ilk işim çoraplarımı koklamak olacak- gibi yandan yemiş bir musavvir bünye var ise de nihai amacı çorabını koklaması değil,kokladığı çorabın ona kattığı problemli insan imajının faili olma çabasıdır.çorap elbette koklanabilir, kimse ona koklandığı andan itibaren hakettiği mananın ötesinde bir anlam yükleyemez.koklanan çorap kirli koklanmaya çorap temizdir diye toplumsal bir kabul yoktur.
zaten görevi,pantolon veya kazakla görsel bir sinerji oluşturmak olan bir giyim materyalinin ayakkabı içinde geçirdiği vaktin ona sağladığı kokunun alınabilmesi için burunla arasındaki mesafenin azaltılması zorunluluğu yoktur.burundan yapılacak kısa bir suni solunum hallediverir meseleyi.hele, hanginizin ayağı kokuyor lan sorusunun ardından ayağını en yakınındakinin burnuna uzatıp,hak kanıtı için, hazır kendi çorabını koklamışken benimkine de bi el atıver edasıyla,soruyu soran olmanın sağladığı üstünlüğü bu rahatlığıyla garanti altına almaya çalışan insanın çorabı kokuyorsa,kim osurdu demeden önce yellenmek için tüm hazırlıklarını yapmış, kalçalarını kasma işlemini başarıyla ifa edeceği anı bekleyen insanın ^valla ben osurmadım^ itirafını farklı bir boyutta taklide girişmiş demektir.ikisi arasındaki fark, belki kirli çorap ile osuruk arasındaki kokunun farkı kadardır.azdır yani.
çorabı koklayan insann yüzünde sürekli ekşimeye meyyal bir değişiklik sezilir ki bu çorabın barındırdığı kokunun oranını hissettirmedeki en mühim koşuldur.fakat herkesin kendi çorabı için takınacağı objektivite her daim şüphe kapsamındadır.hele ki çorap kokusunun rahatsızlık verdiği bir anda herkesin kendi çorabına sarıldığı, bakın kokan çorap benimki değil mesajı vermek için uğraş verdiği o kısa süreli şahsi kontrol sürecinde, birinin yüzündeki ifade ıyyyg ne kadar da iğrençmişim şekline dönüşüyorsa suçluyu yakalamak pek de zaman almaz.fakat yukarıda da beyan ettiğim üzre zanlıların objektif bir değerlendirme yapacak cesarete sahip olmaları gerekir.
yurdumun odasini b.k goturen zamanlarda, kirlilerle temizlerin bir arada gul gibi gecinip gitmeye calistigi coraplarimin oldugu yerde, ziyadesiyle uyguladigim eylem. zira, adami corap ajani gibi yapar, yolda giderken, - o biraz palavra oldu - cemiyet icerisinde bulundugunuzda, kimin ayaklari kokabilir olayina bilem sardirirsiniz durumu. bir de ogrenci adamin haline cuk oturur.
ailemin yanin da oturup da, kankalarin evine gidince, "bok goturuyo lan evini" derdim; kafama zicayim. sonuc, sozlukcu kardesim, bir corap koklama olayindan varilan nokta; ne oldum demeyeceksin, ne olacagim demeni gerektirecek durumlar olabilir.
Berbat kokan bir koku ama aynı zamanda tiryakilik yapan bir kokudur, kokladıkça koklayası gelir insanın ama her kokladıktan sonra püfff diye bir ses çıkarttığım olur.