-Saçını taramadan bağlamaktır,
-Yemeği elle yemektir,
-Çişini bir saat tutmaktır,
-Mutfağa gitmek yerine, bir poşete çöplerini atmaktır,
-Toz alırken, eşyaları kaldırmadan silmektir,
-Bannyo yaparken, saçlarını iyice durulamadan, şampuanı yeniden dükmektir,
-Ütülemen gereken kıyafet yerine, ütülüsünü giymektir,
-Kullanılacak kap, bardak kalmayana dek bulaşık yıkamamaktır,
-2 hafta boyunca sokağa çıkmamaktır,
-Haftalarca duş almamaktır.
-Sevgilin olmamasıdır,( Tanışmaya üşenirsin.)
-Telefon uzakta diye, arayana cevap vermemektir,
-Parasız olduğun halde, yandaki bankamatiğe gitmemektir,
-3 gün önce demlediğin çayı içmektir.
Kısaca; Nefes almak zorunlu olmasa, onu bile almamaktır.
Hatta imla hatalarını göre göre, editlememektir.
küçük bir alanda kendi yaşam sahanı oluşturabilmektir. tabi aynı evde yaşayan diğer insanlara yazık etmek de. bazense şu bilgisayarın başından kalkıp tuvalete bile gidememek.
yatağın etrafına zulalanan bilgisayar, telefon, yiyecek ve içeceklerin bulunduğu buzdolabı ile birlikte 2 metre ötede musluk, 4 metre de ise tuvaleti olan bir ortamda yaşamaktır.
fena bir şey. abartmıyorum 1 seneden beri göz doktoruna gideceğim. hala da gideceğim bakalım. 2 metre önümü görmüyorum sözlük. üstelik 6 numara da gözlük kullanıyorum. 12 falan olmuştur numerolar.
karakterime yapisan bir özelliktir. bir kac örnek vermek gerekirse:
- Telefonun sarji bittikten en az iki gun sonra doldurmak
- susamakla cisinin gelmesini ayni ana denk getirmek
- acikinca mutfaktaki cesit cesit yemekleri yemektense masadaki seftalilerle takilmak
- hotmail adresini acinca, nasil olsa burdan da yazabiliyorum diye msni acmamak
- suyun kaynamasini ayakta beklemek zorunda oldugum ucun ne kaynadiysa artik mantigiyla ilik kahve icmek.
´daha cok var ama kim yazacak simdi...
hayallerine ve hobilerine bile üşenmektir. hayat akıp giderken ertelene ertelene kaçırılan trenler sonradan çok koyacaktır insana. ama bunu düşünmeye bile üşenir. en kötüsü de budur, düşünmeye üşenmektir zaten. bir karakter özelliğidir ve çözümü yoktur.