kendini özlemektir çok özlemek.
sen 'o' olmuşsundur, tüm kalbinle. 'o'nu özlersin her hücrenle. aslında özlediğin kendinsindir. biri çalmış seni senden ve farkında bile değilsindir.
zaman geçtikçe çoğalan durum.çoğalıo özledkçe dahada çok özlüyosun, geçer diyosun biter bitmiyo geçmiyo sadece sen kendini kandırmış oluyosun.isyan ediyosun bitsin artık diye o isyanlar boğazında bi yumruk gibi düğümlenince fark ediyosunki çaresizlikten başka hiçbir şey kalmamış elinde.
çaresizliğin daniskasıdır özlemek. gidememektir, kalamamaktır. özlenene ait izlerin bir bir unutulmasına karşı zihnin direnç göstermesinden mütevellid öyle bir acı verir ki, tarifi çok zordur.bazen gececek gibi olur ama, gecmez kolay kolay. unutmaktan korkmak gibidir, korku özlemi tetikler, özlem de özleneni. en kötüsü hiç sahip olamadığını özlemektir ki fena acıtır...
bu duyguyu yaşattığı için hem ona şükretmek hem de ondan nefret etmektir.
kendi kendine çelişmektir çok özlemek.
özlem o kadar uyuşturur ki yüreğinizi, adım adım uzaklaşırsınız ondan.
içiniz kanaya kanaya uzak tutarsınız kendinizi.
sonra tuttunuz mu pamuk elleri, geçer gider tutarsızlığınız.
bir bakmışsınız, katlanmış aşkınız.
sustum
içim sustu
benden bir şey aramayın
sırlandım
yansır keyfi kederi dünyanın
şu ten denen örtüde
içim başka
kayıp
özlemek denen açık denizde
karadan yoksun
rüzgarsız
yıldızsız
fırtınasız
sakin ve huzursuz
GÖZYAŞLARINI GÖZLERDE BiRiKTiRMEKTiR. TEDAVÜLDEN KALKMIŞ PARALARI BiRiKTiRiREK ZENGiN OLACAĞINI SANAN BiRi GiBi HiSSETMEKTiR. BiR YANDAN AVAZ AVAZ SUSARKEN BiR YANDAN DENiZLERiNDE BOĞULMAKTIR. *
eve sığamıyorum. işlerimi bitiremiyorum. yapmam gerekenleri ya unutuyorum ya da kurtarmak maksatlı yapıyorum. gözlerim çok sık doluyo. * sebepsiz susuyorum.
çok özlüyorum.
tarifi yapılamayan en ağır duygulardan, ruhun kantarı tartamaz. konuşsan kelimeler çaresiz kalır, lal olursun. yazmaya kalksan ne olduğunu, cümlelerin kan ağlar, noktalar çivi olur batar yüreğine.
bazen geleceği özlemektir, hem de çok özlemektir. yaşamadığı şeyleri de özler insan. geleceğe dair mutluluk hayalleri dolaşır durur insanın zihninde. ama bugün mutsuzluk vardır hayatta.
seni çok özlüyorum. evet, biliyorum tam yanımdasın şu anda. biliyorum, başın omzuma yaslanmış halde. biliyorum, ellerimin arasındaki pamuk kadar yumuşak şeyler senin ellerin. ama seni çok özlüyorum. seninle gecemi gündüzümü beraber geçirmeyi özlüyorum. seninle çocuklarımızı sevmeyi özlüyorum. seninle, aynı yorganı aynı yastığı paylaşmayı özlüyorum. sabahları beraber hazırlayacağımız kahvaltıları, bazı akşamlar yemek yapmaya üşendiğimizden dolayı söyleyeceğimiz pizzaları özlüyorum. hatta evimizin dağınıklığından dolayı edeceğimiz kavgalar bile gözümde tütüyor. yumuşacık bakışlarınla, aşk dolu ifadenle ve içindeki hiç bitmeyen sevgiyle bana "kocacım" deyişini özlüyorum. kolumu üzerine atarak uyumayı özlüyorum. sen uyurken nefes alışını dinlemeyi, saçlarını okşamayı özlüyorum. aldığın her nefes için teşekkür ediyor olacağım bizi yaradana öyle gecelerde. seninle geleceğimi çok özlüyorum.
grup 110 dan gitme şarkısını dinlettirmeye başlar önce
vega- alışamadım yokluğuna, elim değil gelir sonra
bu sırada ztn ağlamaya başlamışsınızdır
onunla ilgili her ayrıntıyı düşünürsünüz
o güne kadar çok üstünde durmadığınız küçük bi ayrıntıyı alır çıkarır beyniniz o derinliklerden
olan sadece sbah uyandığınızda sizi böceğe benzeten gözlerinize olur başka bi boka yaramaz
farklı şehirde yaşayan sevdiğinizi, evine dönerken otobüsüne bindirdiğinizde araba hareket ettiği an duyduğunuz histir.
o his eve gidene kadar akan gözyaşlarınıza sebep olur...