dendendenyus yine çok içmişti. ortalıkta onun kahrını çekecek bir tane allah'ın kulu yoktu benden başka. sesi titrek ve biraz da yüksekce bağırdı.
+ çok çapkınsın diye övüyorlar az zampara değilsin diye hakaret ediyorlar!
diyerek, narası ortalıkta çınladı. kafası iki yana sallandı dudakları titreşerek sallandı, gözleri belli belirsiz kapandı. belli ki buna biri kart zampara demişti ve içerlemişti.
önce anlam veremedim. ama düşününce hak verdim. çapkınlık daha çok duyguyla yapılan ve karşılıklı yapılan keyifli bir hadiseydi. ya peki zamparalık? bir tek yumurta ikizi kadar birbirine benzeyen bu iki kardeş, aslında birbirinden habil ile kabil gibi çok farklıydı. zamparalık duygudan ziyade paraya bakıyordu. paran varsa zamparalık yapardın ve bu sadece senin işine gelirdi. ya karşı taraf? parayı alır düdüğü soğuk soğuk çalardı mecburiyetten. sadece o kadar. yani soğuk bir beste gibi.
- çapkın dostum benim gel buraya. yat uyu şuraya. sabah işe gideceksin. çapkınlığına sokuyum senin!