şamanlar hapşırınca ruhun ağızdan çıkacağına inanır, ruh olmadan yaşam olmaz, bu nedenle çok yaşa denir, hapşıran sen de gör der ki o da uzun yaşasın.
sonuçta bir inanışın eseridir.
hapşırdığın vakit çevrendeki insanların nedense söylediği mini cümle, lafta iyi dilek. cevaben, bu amk hayatının nesini çok yaşıcam lan pezevenk diyince bakışlar değişir tabi.
ne zaman biri hapşırsa "çok yaşa" demek geçmiyor içimden. banane amina koyim geber, hiç skimde değ ilsin. benim aksime bazıları da bunu etrafına söylemeyi kendilerine kutsal görev edinmişler mübarekler. gözleri hep hapşıran birilerini arıyor. şöyle biri hapşırsa da gönlümden dolu dolu bir "çok yaşa " deyip karşılığında "sen de gör" ü alıp ardından da " oh çok şükür yareppim"i çekeyimin peşinde embesil. kocaman gözlerini skeyim lan senin. sen var ya; yemekte herkese "afiyet olsun, afiyet olsun" diyenle aynı insansın. lanet girsin lan sana, inşallah bir gün birisi sana " sen de gör " demez de kahrından ölürsün...
çok yaşaya verilen alternatif cevaplar; iyi yaşa, sağlıklı yaşa.. fazla gereksiz değil mi? bir kere bir insan hapşırdıktan sonra şahsen çok yaşa derken kelimenin kökenine inmem. çünkü acayip mantıksız gelir. niye bir insan hapşırdıktan sonra çok yaşasın ki. o yüzden bu bir kalıp olmuş bence artık. hatta çok yaşa değil çokyaşa olmuş. o yüzden bunun yerine iyi yaşa demenin bir anlamını göremiyorum.
hapşırmasının ardından ikilediğin çok yaşa temennin üçüncüsünde de adrese ulaşmadığında, kaale alınmamak, duyuramamış olmak vs. nedenler arasında olabilir, sinirlenmiyoruz, amaan s.ktir et de demiyoruz, bi dördüncü 'çok yaşa amk. sen he mi' yi bi şekilde, kulağına höykürmek gibi, başarıyla adrese ulaştırıp, 'hacı sağol sende gör' ile de mukabele edilincede, ( 'hep beraber' demesi üçün, senin dışında, bi iki kişinin daha çok yaşa demiş olması gerekir, akıl vereceğine para ver amk.) 'sende geber amk.' diyecek eşşek değilse tabi, 'bu seferde duymasaydın seni ellerimle geberticek, yaşatmıyacaktım .mcık' sözüm ona şakasını,bambuk dilimizden ortama, eşşekliği kimseye bırakmadan, bırakıyoruz. herrr şey bu kadar bassit.
Resulullahın yanında birisi hapşurdu,
Efendimiz -yerhamuke'l-lah dedi.
aradan zaman geçti birisi daha hapşurdu, fakat efendimiz hiçbir şey demedi.
Az önce hapşurana dua ettiniz, şimdi neden birşey demediniz suali üzerine
-o hamd etti, dedi *
japoncası nagai kishite' yani tam türkçe anlamıyla 'uzun git'tir. lakin japonlar tarafından pek fazla kullanılmaz. onlara göre yaşarsın yaşamazsın ne farkediyor zaten nüfus fazla.
edit: başlık başıma kalmış..benden önceki 6 entrye noldu?*
hapşırmak suretiyle kısa süre kalbi duran kişiye, hapşırma eyleminin hemen akabinde ortamda bulunan kişilerin iyi dilek göstergesi. hapşıran kişinin de "hep beraber" demesi gerekir.
Milattan önce dördüncü yüzyılda Aristo ve tıbbın babası sayılan Hipokrat'ın öğretileriyle insanlar, hapşırmanın başın yabancı maddelere karşı bir savunma refleksi olduğunu öğrendiler. Hapşırma bir hastalığın başlangıcı olduğundan hastalığın sonunun kötü bitmemesi için hapşırana 'uzun yaşa', 'sağlıklı yaşa' gibi sözlerin söylenmesi adeti bu zamanlarda başladı.
Hapşırana 'çok yaşa' denilmesinin kökeni birçok kültürde bu şekilde olmasına rağmen bir Hıristiyanlık deyimi olan 'God bless you' (Tanrı seni takdis etsin) cümlesinin kökeni ayrıdır. Altıncı yüzyılda italya'da bulaşıcı ve öldürücü veba hastalığının tüm şiddeti ile başlaması ve bu hastalığın belirtisinin kronik hapşırma olması nedeniyle, hapşıranlara 'God bless you' denilmesi Papa tarafından yasa olarak yayınlanmış ve mecbur kılınmıştır.Bu yasa ile ayrıca hapşıranın çevresinde 'God bless you' diyecek kimse yoksa, o kişinin kendi kendisine 'God help me' (Tanrı yardımcım olsun) demesi de tavsiye edilmiştir. Genelde 'çok yaşa' diyene 'sen de gör' yani 'sen de benim yaşamımı görecek kadar çok yaşa' denilmesi de adettendir. Hapşırana 'çok yaşa' deyince hapşırmanın kesileceğine inananlar da vardır.