şehir son uykularında
ben ki hala uykusuzum.
ey uzak yıldızlar
ey petekleri içimdeki arı
bilseniz,
her nasipten
ve her uzanan dudaktan
mahrum yaşadığımı.
mecbur dış dünya gezilerimde, huzursuz oluyorum. bir an önce bütün işlerimi halledip, evin yolunu tutup, özgürlüğüme ve sakinliğime kavuşmayı istiyorum. takıntılarım ve huzursuzluklarım var ama evim filmlerdeki tipler gibi tertemiz değil, biraz dağınık biraz toplu, onlar gibi sabit bir ruh halim de yok. içkimi almadan önce, oturur, ortalığı toparlarım. toplu bir yerde içmeye başlarım ve genelde, rutini bozmanın, ekstra bir olay yoksa, tek çıkar yolu budur. açarım müzikleri, dalarım biraz, hayaller, kafamı bir şeye odaklar durumda bulsam bile, o an ki utanılıcak düşüncelerim gelir aklıma. düşüncelerimden çok utanırım. elimden geldiği kadar susturmaya gayret ederim. alkolün benim için güzelliği budur beni kaçırır, başka biri gibi olabilirim. insanlara acımanın, dengesiz bir şekilde ego dan kaynakladığını düşünüyorum son günlerde. birisinden bir şey istersin mahcup bir halde. çok yanlış algılanmaya müsait, ama zorlanırsam dişimi göstermekten çekinmem, ezikce bir rica değil bu. haddi bilerek sadece ama ölçüsü bir acayip. sonunda en ufak olaylar sonucu kafada çıkan sessiz krizlerden kurtulup evimin sessizliğine dönerim. ve çok yalnızım.
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yer yüzünde sizin kadar yalnızım sözleri ile anlatılmak istenendir. kaderim bu böyle yazılmış yazım, kimsenin aşkında yoktur gözüm diye devam eder.