bunu diyen kişinin akılcı çözümler üretmesi gerekmektedir. mesela ben japon balığımla konuşmak için japonca öğrendim şu an aramız gayet iyi, gerçi geçen hitlerin bıyığı yüzünden aramızda tartışma çıktı. bir arada günlük tutuyordum. ama sekste çok pasif olduğu için bıraktım, bazen de gülümsemek için pizza söylüyorum pizzacı çocuğa gülüsüyorum, karıncalarımı gösteriyorum. önemli olan akıllı olmak, bir de lütfen camdan kedilerin kafalarına sucuk atan insanlara bağırmayın, onlar iyi insanlar olabiliyorlar ama olmayadabiliyorlar. yok yok bazen oluyorlar. bilmiyorum. zaten ben hoporler,höparlör,hoporlör yazmasını da bilmiyorum; ama bunu hitler e söylemeyin lütfen.
insanların yalnızlığın o yaşanılmaz duygusu ile samimi, isyan dolu, biraz kırgın, biraz da hüzünlü serzenişidir aslında.
Günlerce telefonun çalmaması bir yana gelen her mesajda beni düşünen biri var ümidiyle telefona sarılmak ve kampanya duyurusuyla kuytu, sessiz, karanlık yalnızlık dehlizine geri dönmek , çok acı değil mi?
Daha acısıda var aslında , kimsenin okumayacağını bile bile whatsapp durumunu 'çok yalnızım lan' diye yenilemek.
Yalnızlık insanı olgunlaştırır safsatasını kim uydurduysa buradan ona selam ederim. Tam tersi daha da çocuklaşıyor insan her an ilgi isteyen bir bebek gibi.
Yalnızlık zor be üstad, o değilde ; çok yalnızım lan!
ben de yalnızım ama şuan birisi benimle konuşsa cevap vermek istemem, kimseyle konuşmak istemiyorum ama kafa dengi biri olsa iyi olur en azından varlığını bileyim yeter.
kuduz bir köpek kadar yalnızım diyor ahmet mümtaz taylan hoca.
senin insanları itmiş olman kendinden, yahut insanların seni kovalamış olmaları o aşşağılık benliklerinden...
etrafınız, artık sizi eskisi gibi kullanamadıkları için değiştiğinizi söyleyen soytarılarla dolduğunda hissedersiniz bunu en çokta.
ne farkederki ?
her türlüsü ayrı üzüntü, her türlüsü ayrı pişmanlık.
sonuçta kalabalıklar içinde yalnız kalmak diye birşey var.
yalnız kalmanla ilgili insanların birbirleriyle konuşacak birçok şeyleri varken, sen bunun sebeplerini hiç kimseye söyleyemezsin.
öyle kalakalırsın kendinle.
aklını kaçırmak yada kaçırmamak arasındaki hiç kimsenin bilmediği o ince çizgide, düşmemek içini cambazlık yaparken bulursun kendini.
tıpkı hastalıklı bir kuduz köpek gibi.
herkesin kaçtığı ve sığınacağınız herkesin sizi itelediği o canlı gibi.