katlanmaktir cok sevmek. kavgaya, gurultuye, yalanlara, belki aldatilmaya..
yeminler etmektir, sozler vermektir. bazilarini tutamayacagini bile bile.. affetmektir yeminini bozani. tekrar tekrar guvenmektir ona. cok sevmek, hem cesurluk hem korkakliktir.
ezilmektir. seni azarlamasina katlanmak, herkesin ortasinda kucuk dusurse bile unutmaktir. bazen bu konuda patlasan da, bir saat sonra pisman olmaktir.
guvenememektir cok sevmek. hep gitmesinden korkmaktir. kaybetme korkusuyla yanip tutusmaktir.
cok sevmek, guvenmektir. olesiye guvenmek.. seni aldatmis olsa da, cok aci cektirmis olsa da onun gozlerine inanmak, tekrar yapmayacagini bilmektir. askin atesinin her kotu aniyi yakmasini beklemektir.
affetmektir. defalarca sozunu bozsa da, seni uzse, cok kirsa da 'git' diyememektir.
'kal' diyebilmektir cok sevmek. icten ice gitmek istedigine inansan da ona muhtac oldugunu gosterebilmektir.
cok sevmek, pisman olmaktir. ayrilmayi, ona dair esyalari yok etmeyi dusunmekten utanmaktir. soyledigin sozlerden pisman olmak, zamani geri cevirebilmek icin anlamsizca tanriya yakarmaktir.
cok sevmek, iliklerie kadar hissettigin bir duygu, gozlerinden akan tane tane yaslardir..
birini veyahut bir şeyi çok sevmek, ona bağlanmaktır.
pek tatmadığım şey.
aslında ben birini de sevmedim.
kitabımı, müziğimi, resmimi, hayallerimi sevdim ben hep.
bir insanı sevmenin, çok sevmenin verdiği hazzı ya da kahroluşu tatmadım hiç.
genelde insanın çok sevilmediği yere -kişiye- duyduğu sevgi miktarı. Hep öyle değil midir ? sen çok seversin birini onun seni sevmediğini bilmen sanki senin sevgini kuvvetlendirir dahada çok bağlanır kalbini verirsin .sanki duyduğun sevgi boşa gitmiyormuş gibi gelir amman her neyse sonuçta biz elmayı seviyoruz diye elmanın da bizi sevmesini bekleyemeyiz ki .
Bu hayal hakikatin özüdür, rüya değil
Sûretimi görürsün, mezarıma bir eğil
Okursun kitâbemde vardığım son durağı
Bulursun başucumda gülümseyen burağı
'Hû' sesini fısıldar kulağına taşlarım
Ruhuna kâfur gibi yayılır gözyaşlarım.
başa beladır. sürekli onu düşünmek, en alakasız kişiyi ona benzetmek, dediği en basit laftan binbir anlam çıkarmak, yazarın dediği gibi kapının önünde senin ayakkabılarını görmek istiyorumdur.
bazen her şeyini ortaya koyduğunda o'nun gitmesidir. o vakitten sonra kalbini deşseler hissetmezsin uzun zaman. böyle de riskli iştir işte. hani derler ya göt lazım diye, götün hası burda lazım.