basit insan söylemi. tabi bunu söyleyen insan erkekse basittir. bayan ise farklı bi başlık açıp incelememiz gerekebilir. erkekten devam ediyorum,
bir arkadaşım vardı...
adı ediz idi arkadaşımın. bir kızla flört halindelerdi, çılgın sevişmeler, gürültülü orgazmlar, dirty talklar, fucking great way get know new peoplelar, neler neler. sürekli beraber gezip tozarlardı ve bir gün kız ediz'i anal seks istediği gerekçesiyle terk etmişti. "nasıl olur?" dedim, "geçenlerde sana 'hayatım lavman alsana yarın' demedi mi?" dedim. "sen nerden biliyorsun abi?" diye sordu, "karanlık gecelerin ufka bakan adamları bu sualin cevabını eşsiz bünyelerde ararlar." dedim. "eyvallah abi" dedi.
içiyorduk, red label almıştım ona, o çılgın orgazmlardan daha çılgınlarına atlayacağı için bir kutlama havası vermek istiyordum ortama. ama arkadaşım o ambiansı yakalıyamıyordu. sürekli bir bunalım, sürekli bir numb şarkısında ağlama isteği. "kendine gel lan" diyerek 3 tane tokat attım. ağlamaya başladı. üzüldüm, "çok mu acıdı lan?" diyerek suratını elimin tersiyle okşamaya başladım. ve sihirli cümle, "yok abi, seviyorum ondan ağlıyorum. çok seviyorum abi." dedi. şok oldum. benim arkadaşım olabilecek bir insan böyle bir cümle kuramazdı. sağ elimin tersi suratındaydı hatırlayacaksınız, suratından 21 cm uzaklaştırıp okkalı bir tokat indirdim suratına. "senin meramını sikerim bıldırcın!" dedim. hıçkırarak ağlamaya başladı. zannediyordum ki söylediğim ağır kelimelerden dolayı oldu bu, "seviyorum abiiiğ, seviyorummmm." diyerek devam etti ağlamasına. tekme tokat daldım. ben vurdukca o "seviyorum" diye inliyor, ben tekme attıkça "bye bye happiness" diye bağırıyordu.
anladım ki bu adam dayakla iflah olmaz. bu bir gerçek. "çok seviyorum" diyen erkek dayakla yola gelmez. oturdum yanına sırtını sıvazlamaya başladım. farklı bir yol, farklı bir yöntemle o gerizekalıyı bu haykırışlardan kurtarmalıydım. hemen yerimden kalkıp telefona sarıldım. bu gerizekalının uğruna ağladığı kızı aradım. "bebeğim bu akşam müsaitsen görüşelim." dedim. olumlu yanıt verdi. zaten onların fantezilerini bana anlatan kız da buydu. hani ufak ipuçları vardı ya? işte bu o. arkadaşa, "sen burda kal biraz ağla, açıl. ben gelicem." dedim ve yanından ayrılıp sevdiği kızla buluşmaya gittim. "benimle bu saatte neden görüşmek istedin?" diye sordu. "seni sikmek istiyorum." dedim bir anda. gözleri parladı. "biliyordum" dedi.
az ilerdeki mısır tarlasına götürdüm kızı ve ateşli bir sevişmeye yelken açtık. doggy style yaparken arkadaşımı aradım. ağlıyordu hala, "efendim abi" dedi. "efendini sikerim, tülay'ı siktiğimiz mısır tarlasına gel" dedim. hayır dedi ilk başta ama sonra reddedemeyeceği kolpa bir gerekçe sundum ona. 15 dakika geçmeden yanımıza gelmişti. o gelene kadar bir posta sikmiştim çoktan kızı. sigara elimde karşıladım onu. "naber lan?" dedim. "aynı abi" dedi. hafif gülümsedim ve mısır püsküllerini kenara ayırıp gözümle kızın olduğu yeri işaret ettim. hayatımda gördüğüm en güzel yüz ifadesi vardı arkadaşımda. "ne demek bu ya?" dedi. "çatır çatır sikiştik, göbeğine boşaldım." dedim. "nasıl yaparsın abi?" dedi. "şöyle" dedim ve tekrar kıza yaklaştım. misyoner pozisyonunda devam ettim olaya. kız olayın şokunda olduğu için tepki veremiyordu. "eheh. gelsene olum yaaa" dedim. threesome kokusu alıyordum çok feci. arkadaşım ne yapacağını kestiremiyordu. hayatı boyunca düşünse aklına gelemeyecek bir sahne ile karşılamıştım onu. isterik tavırları gözümden kaçmıyordu tabi. yavaş yavaş yaklaşmaya başladı ve o tereddütü üzerinden bir anda attı.
olaylar gelişti, çok güzel bir tecrübe yaşamıştık üçümüzde, kızın marlboro light'ından 3 dal çıkartıp yaktım ve onlara da ikram ettim. sigaralarımız içerken, adana demirspor'a nasıl 5 tane gol attığımızı konuştuk. harika bir akşamdı. ayrılıp eve gittiğimde içimde inanılmaz bir huzur vardı. 2 tane mesaj peşpeşe geldi. arkadaşım, "abi çok teşekkür ederim, pandoranın kutusunu buldum." yazıyordu. diğeri kızdandı, "are u crazy?" yazıyordu. hayatımın en huzurlu uykularından birini uyudum. sabah kalktığımda topluma iki güzel insan kazandırmış olmanın huzuru ve sevinci ile 3 tane japon balığı alıp beslemeye başladım.
o günden sonra arkadaşım tekrar bu cümleyi kurdu, "çok seviyorum abi..." yine aynı kız içindi. artık sevdiği kızı değil başka kızları organize ederek onu yola getirmek gerekiyordu...
