öyle parmaklarının ucuna sığan bir gerçek var. es geçme. ellerimi saçlarımın arasında gezdiriyorum, apartman boşluğuna bakıyorum, sigarayı sertçe vuruyorum küllüğe yine aynı pencerede, o'nu düşünüyorum ama beni kesmiyor. söyleyemiyorum, anlatamıyorum, içimde sıkışıp kalıyor, çay ile ıslattığım cümleler. yazmaktan başka bir şey avutmuyor beni. hep,her gün daha çok yazmak istiyorum. ona uzanan tüm sokakları,caddeleri, yolları, kaldırımları ucu tükenmek üzere olan kursun kalemle doldurmak istiyorum. ta ki ellerim kanayana dek, belki sonra parmaklarım eriyecek.
belki sonra bir kumsala kalpler çizip içine oturacağım, serin sakin asude...
uykusuz ve yorgunsan da mümkündür. hayatında bir anlam varsa ve bu anlam yaşananların içinde seninle yaşlanıyorsa ne uykusuzluk ne yorgunluk yazma isteğinden hiçbir şey eksiltmez.
Çok sevip de hiç sevilmeyince derdin katmerleniyor. Kiminle konuşsan ne yapsan kalkmıyor kalbine oturan fil. Yazıyorsun. Ne yazdığın önemli değil. Sadece adını bile yazmak yetiyor.