bi film izlemistim zamanında. aradım aradım bulamadım.
adam 50 lerinde karısı ile gayet iyi anlaşıyorlar. nerdeyse ikiz gibi.
adamın zamanında çapkınlıkları olmuş. ortaya çıkmaya ramak kala durumu bi şekilde kurtarıyor.
kadın da üzerinde çok durmuyor.
zamanla arkadaş gibi oluyorlar. adam karısıyla sex yapma hevesini kaybediyor. hem rutinlik hem fiziki sebeplerden, kadının fiziği yani. kadına yatakta boşver falan diyor.
lakiiin, bir gün kadın adamı aldatıyor. adam zamanla bunu farkediyor.
filmin sonunu sizin dobra fikirlerinize bırakıyorum.
ek bir entry ile yönetmenin filmin sonunu nasıl getirdiğini yazacağım.
Çok sevme.. çok sevdiğin zaman her zaman kaybeden sen olursun. Seni aldattığını kabul etmelisin. Ve onunla yollarını ayırmalısın. Sen onun için sevdiğin onca şeyden fedakarlık yapıyorsun.. ama o insan gibi ben birisine karşı şöyle hissettim demiyor. Bir kere yapan ikinci defa da yapar. Güvenmeyin. Sizin için bir fırsat bu. Değerlendirin. Dünya da milyarlarca insan var. Çoğu insan çok seviyorum unutamıyorum yalanıyla çevredekilere manipülasyon yapıyor. Acımayın da acınmayın da. Sizi güzel bir yol bekliyor. Ondan uzaklaşmalısın. Ve geçmişi bırakmalısın.
yönetmen, olaya zaman zaman kadının da cinsel istekleri olduğu açısından bakıyordu, zaman zaman ise erkeğin zamanında yaptığı çapkınlıkların kadın gururu açısından bir karşılığı olması açısından ama zaman zaman da acaip bir ataerkil savunuculuğu yapıp alışılmış tabirle erkeğin boynuzlanmasının, erkeğin kadını aldatmasından çok farklı bişey olduğunu işleyip durumu gene ortada bırakıyordu.
affedilmez. sizi aldatan bir insanı affederseniz, kendinizi yerin dibine sokarsınız. zira siz sizi aldatan insanı affettiğinizde karşı tarafa mesaj "ben ne yaparsan yap asla gitmeyeceğim, kendimi senden daha az seviyorum, benim benliğim senden değerli değil." şeklinde iletilir.