insanı umutsuz mutsuz adam yapar. birini çok seversin , belki de aşık olmuşsundur karşıdan aynı duyguları bekliyorsundur, ama olmaz . bir bakmışsın herhangi birisisin. sıradan biri...böyle işte...
"insanlar kırmızı güle koşarken ezdikleri kır çiçeklerinin farkında bile olmazlar". dünyanın düzeni malesef budur. herkes herkesin hayatında başrol oynayamaz. bizler kimilerinin esas kızı-esas erkeği, birilerinin de figüranı olmaya mecburuz. acı ama gerçek bu.
ıq seviyenize göre farklı aç(c)ılardan yaklaşabileceğiniz durumdur. ıq'nuz yüksekse, önemsenmediğinizi iliklerinize kadar hisseder, bu konuda yapacağınız her hareketin hanenize eksi puan olarak yazılacağını bilir, gururunuzdan sessizce köşenize çekilirsiniz. biraz düşükçe ıq'ya sahipseniz durumu yeterince algılayamayacağınızdan pek de sorun oluşturmayacaktır.
ışığınızı söndürüp, yaşam iksirinizi yok edebilecek bir durum.
bu benim başıma geleli 2 buçuk yıl oluyor... yaz, kış, bahar pazar günleri hariç tam 3 yıl boyunca her sabah ve bazen öğlen yanımda duran birisini çok sevmiştim. omzunu ara sıra bana dayar, yanımda kitap okur, müzik dinler çoğu zaman da kendi kendine yüksek sesli konuşurdu. işte o konuşmalar benim en önemli dakikalarımı teşkil etmişti. derdini, düşüncelerini, sevincini anlar, ortak olurdum. ben de ona cevap verirdim fakat tabiat gereği karşılıklı dialoğa giremez, o da beni duyamazdı. tatlı ela gözleri yazın çoğu kez yeşile dönerdi. acaba bunun öneminin farkında mıydı? hiç soramadım...
beni önemsemiyordu. o önemsemedikçe ışığım biraz daha sönüyor, köklerimi koparıp başka şehire koşasım geliyordu. ama tabiat... ona da alınamazdım ki. tabiatımız böyleydi. insani duygularımdan kurtulamamam, lamba olduğum gerçeğini ara sıra unutmamın bir sonucu, dolayısıyla da kendi hatamdı. ona neden kızayım ki zaten.
o, sadece yanımda otobüs ve bazen de arkadaşlarını bekleyip, beklediği şey geldiğinde de gidiveriyordu bir hoşça kal demeden.
şimdi nerededir, ne yapıyordur bilmiyorum. belki de bu yazıyı okuyordur. aklına bir lamba gelir mi ki? cansız, buz gibi, sessiz bir lamba.
ama bilmediğiniz şu ki, o lamba çoğu insanın bile olamayacağı kadar, fedakar, duygusal ve iyi niyetlidir.
işte o acının tarifi yoktur denilesi başlık.
sen onunla planlar yaparsın.
sen onu düşünmeden yapamazsın.
sen sadece o dersin.
ama o seni umursamaz.
o seni iplemez.
gününü gün eder.
seni gördüğünde ise ben sana beni sevme demedim mi der.
al işte.