şuanki psikolojimi yazsam klavyeler parçalanır sözlük.
ama konuşmak istemiyorum sadece tamamen gitmeden önce bir entry daha yazmak istedim.
biraz ergenvari bir yazı oldu ama yapacak bişey yok kusura bakmayın.
ha bir de bugün lys falan varmış eğer bu yazıyı okuyanlar arasında tıp fakültesi düşünen varsa düşünmesin gerçekten bak çok samimiyim.
hele hele ankara üniversitesi allah korusun sözlük.
hiçkimse kimseye karışmaya bi hakkı yok, özgürlüğü birdir.
benim yorumlamam bu kadar.
edit: şuan ağlıyorum biliyor musun?
Ben de.yeter amk evlen evlen!yok bilmem ne kızı varmış!yok bilmem kimin görümcesi çok iyi bir kız varmış!ulan ben iyi kız istemiyorum ki!zevkten mi evlenmiyoruz...adama kıllı hatun mu var!
çok mutsuz ifadesi az kalır şuanki ruh halimi anlatmaya. prangalar var ayağımda sözlük. görünmez prangalar değil ve o prangalardan biri için canımı bile verebilirim. beni ona koşmaya alıkoyan prangalar bunlar. o ve o prangalı bir hayat imkansız ama yine insna ümidini kesemiyor. gün gelecek koşacağım sana, ciğerlerim yanacak ama durmayacağım.
hayat gittikçe yıpratıyor adamı. çoğunlukla kendimi kandırıp mutlu oluyormuş gibi davranıyorum ama yine çöktü akşam akşam o iğrenç hissiyat. eskileri yad ettik bugün eski bir dostla. herşey tozpembe gibi hissettim. öyle gibi davrandık ve yolumuza devam ettik. onda pek birşey değişmedi. yürüyüp kendi dünyasının derdinde devam etti.
Karşılaşan iki dost zamanın değirmeni...
bana gelice... yürüdüm biraz. iyi gelir düşüncesiyle. mutsuzluğumu atmaya çalıştım üstümden. kısa bir süre güzelleşti hayat. sonra aklımda o şarkı sözleri hoş bir yükselişle zehrini saçtı:
Geçmişten gelen sesler, gözümden kaçan gözler
Ne kadar çok tırmansam, benden yukarıda izler
parça parça hüzün şarkısı çaldı kulağımda böylece.