yıllar önce okuduğum ve sevdiğim bir kitabı çıkarırım rafımdan. kapağını koklarım bir kere. geçmişe giderim önce. sonra usulca çeviririm sayfaları. mazi geçer şöyle bir gözümden. birkaç sayfa okurum ve unuturum bir an için o mutsuzluğu.geçmişi hatırlamak güzel. eğer bir de gerçekten güzel geçmişse o geçmiş.
Zamanın geçmesini bekleyin. Yapılamayan şeyler derseniz duygusal müziklerden uzak durun derim. Çıkın hava alın sakin bir yerde yalnız kalın gürültüden sıkıldıysanız. Yada dostlarınızla buluşun vakit öldürün. Üzmeyin kendinizi hayat kısa.
insanlarla konuşamamak. Bi konuşsam geçecek belki ama konuşamıyorum çünkü ağzımı açsam ağlayacak gibi oluyorum. Bu da boğuyor beni daha çok çekiyor mutsuzluğa.
Ha bi de insanlarla iletişime geçmek zorunda kalınca aman kimse anlamasın diye mutluymuş gibi davranmak var..
Kendi kendime küfür ediyorum ben. Çünkü o mutsuzluğun sebebi kendimim. Hatalar yapıp, oraya gelmişim ve konu her neyse beni mutsuz etmiş. Bu yüzden kendime -ortamda teksem- sesli sesli küfür ederim. Bazen işe yarıyor ve 5 dakika sonra sinirim ve mutsuzluğum geçiyor.
Edit: bir de, bir korunma mekanizması olarak; üzelmek gereken konuya sinirlenmek.
aslında hiçbir şey. çok mutsuzken hiçbir şey yapasım gelmez. o an sanki bir tek ben mutsuzmuşcasına. halbuki öyle değil tabii. ama sanırım en iyi şey dua etmek. şunu şunu istemek de değil. ya da bir acaba falan da değil. sadece " allahım gerçekten ama gerçekten hakkımda hayırlısı ne ise onu ver" deyip hiçbir şey demeden yatmak galiba.