kısacık ömürde yapılacak salakça bir eylemdir. karşındaki kişi çok kırılacağın kadar samimi ve yakın biriyse zaten söyle gitsin. ha yakın değilse niye çok kırılıyorsun bir, kaybedeceğin yani hayatında olmasa senin için bir şey değişmeyecek bir insana niye söylemekten çekiniyorsun. salakça. söyleyip kurtulmak en iyisidir.
Bi amca vardı, konuşma engelli olduğu için vücut dili ile başına birinin sürekli vurduğunu anlatıp ağlamıştı. O amca vücudunda taze bir yara yok diye şiddet gördüğünü ispat edemedi. Neler yaptım, olmadı. Amcayı belki 20 kişi gördü, 20 kişiyle konuştum konuyu, muayene edildi 2 kez, kafasında bir şey yok denildi. Belki 1 sene önce gördüğü şiddetin kırgınlığı ve üzüntüsü hâlâ capcanlıyken amcamızın kafası bundan habersizdi.
Ben o zaman iyice fark ettim, görmek isteyen görüyor. Ben mesela o kalabalıktan amcanın çaresizliğini gören tek kişiydim. Sonra eve gittim, epey düşündüm, ertesi gün yine gece boyu düşündüm. Çocukluktan beri dimdik geziyorum, güçlü biriyim gibi ki belki de sahiden güçlüyüm ama sonuçta insanım. Kırılıyorum, anlaşılmasın, güçsüz demesinler diye hiçbir şey yok gibi davranıyorum ama ya yüzüme hep yansıdıysa? Ya görmek işlerine gelmediyse?
Sonra biraz daha düşündüm, ben kırılınca ve hiç belli etmediğimi düşündüğüm anlarda, yüzüme dikkatle bakıp her seferinde bana sarılan birini tanımışım mesela. Demek misler gibi de yansıtıyorum bunu. Hic konuşmadan ben kırıldım diyorum.
Amcanın durumu gibi. Belki 20 kişi aynı saatlerde amcanın kafasına baktık ve o amcanın kafasına birinin vurduğunu gören tek ben oldum. Anlayacağınız gençler ne yaşıyorsak o bizim yüzümüze ya da hareketlerimize yansıyor ama insanlar umursamıyor. işlerine gelmiyor çünkü bizi umursamıyorlar işte.
Kusura bakmayın çok duygusalım. Umarım hep beraber duygusal tarafımı bıçaklarız. Keşke.