insanoğlu hayatı ve hayatın getirdiklerini yaşayarak kavrayan bir tabiata sahip olduğundan dolayı, burada vurgulanmak istenen -belli tecrübeleri edinmeden atıp tutmak-, gevezelik etmektir. bu tip insanlar tabir yerindeyse büyük sözler söyledikten sonra belli bir yaşa ve yaşamın belli safhalarına ulaştıkları zaman, ne kadar çiğ ve ne kadar fazla konuştuklarını idrak ederek susarlar.
işte bu "susmak" aşaması, tepkisizlik, boyun eğmek, sinsilik değil "sabır" demektir. nush ve tekdir'le değil, herkesin belli aşamaları geçmesinin gerekliliği ile bu aşamaya ulaşıldığı bilindiğinden, sabır aşamasına gelen insanlar çevresindekilere susarak cevap verirler, fakat bu cevap çevre tarafından aynı bakış açısına kavuşulmadan önce algılanamaz.
sözün özü; yanılgılarından susmayı ve susmanın sabrını alabilmiş insan dolayısıyla bilen insandır. konuştuğu da konuşunca kıymetlidir...