üniversitedeyken böyle bir arkadaşım vardı. adam futboldan konuya girer 5 dakika içinde arıcılığın türkiyeye faydalarından çıkardı amk. o konuşurken yakaladığım konuyla ilgili kafamda 2-3 cümle tasarlayana kadar konu çoktan geçer ben de mal gibi ortada kalırdım.
neyse bir gün bu arkadaşla yürüyerek vatan bilgisayar'a gitmeye karar veriyoruz. gün boyu kapalı olan hava sağanakla atıştırma arasında gidip geliyor. hani yağmur yağınca su birikintileri oluşur yaa onlar çoktan oluşmuş hatta bir kaç tanesi birleşip göl oluşturma aşamasına girmiş. bazılarına bakınca ''ulan olta atsam 1-2 balık yakalar mıyım??'' diye düşünüyor insan. lakin biz azimliyiz inat ettik yürüyeceğiz...
alacağımızda öyle netbook filan değil haa 3-5 boş cd filan amk. kah çamurlardan atlayarak, kah koşarak çukurlarla dolu son düzlüğe giriyoruz, 50 metre ancak var. tabi bana oranla baya cüsseli arkadaşım yol boyunca sürdürdüğü performansından gram bir şey kaybetmiyor. memleketinde ne çok yağmur yağdığından giriyor, cırcır olduğunda içtiği baharatlı baldan çıkıyor. adam anlattıkça anlatıyor. ruhumu teslim etmeme az kalmış. tam o anda kurtarıcım olan araba, bir tanesi titrek yanan lambalarıyla bize doğru hızla geliyor. benim gözlerim arabada arkadaş ise amcasının da böyle bir arabası olduğundan, ışığının titrek yandığından bahsediyor. araba yaklaşıyor, yaklaşıyor, yaklaşıyor...
''çaaattttt'' arabanın yanımızda ki çukura girmesiyle su öyle yükseliyor ki okyanus yanındayım da med cezir dalgaları üzerime geliyor sanıyorum. hani biri sörf tahtası filan verse sörf yaparım öyle bir durum. refleksle kafamı duvara doğru çeviriyorum...
bir kaç saniye bekleyip gözümü açtığımda sırılsıklam değilim. hatta ıslak bile değilim. sadece yürürken ileri attığım sağ ayağımın paçası ıslanmış. lakin bütün duvar sırılsıklam, benim olduğum yer kuru. biraz dikkatli bakınca kuru kalan kısmın yürüyen bir insana benzediğini fark ediyorum, arkadaşımın izi duvara çıkmış amk. adam öyle feci ıslanmış ki ağzından sular, balıklar, kaplumbağalar filan çıkıyor. dönüp arabanın arkasından küfrediyor ama dediklerinden bir bok anlaşılmıyor ''gulu gulu guluuu...''
neyse gittik ben girdim, boş cdleri aldım, çıktım. çıkıncada ''nerde kaldın'' diye beni azarladı, çok üşümüş. döndük eve o günden sonra o arkadaşla hep çukurlu yollarda yürümeye çalıştım. adam su birikintisi gördüğü anda sustu, sesi çıkmadı. haa bir de bir kaç gün su içmedi, yok yok tiksindiğinden filan değil. bir kaç günlük suyu orada içtiği için :)
yapayımda silinmesin editi: hayattan bezdiren, aynı şeyleri 10 kere anlatan arkadaş modelidir.
belli bir süreden sonra insanı hipnoz kişiliktir. hayattan kopar, dalar gidersiniz. başka şeyler düşünmeye başlarsınız. o hala anlatmaya devam eder. işin kötüsü, sabah anlattığını öğleden sonra tekrar anlatmasıdır. anlatılanların çoğu palavradır ve bu palavralara kendisini inandırmıştır. bir keresinde beni hakikaten dumur eden bir durumla karşılaşmıştım. benim başımdan geçen, kendisininde şahit olduğu bir olayı, sanki kendi yaşamış gibi bana anlatması. o esnada yanımızda olan ve konuyu bilen 3. bir arkadaş artık gülme krizlerine girmişti.
Hergün görmek, birlikte çalışmak zorundaysanız entry girmeye devam ettirir. Dinliyormuş gibi yapıp hı hı demekten başka çare yok.kaçınılmazsa zevk alacaksın.
Arada bayar, o zamsn dinlemezsin baska biseyle ilgilnirsin. Arada hmmmm falan dersin. Zaten anlamaz dinlemedigini zaten dinlemeni de onemsemez anlatmayi onemser. Bi sus sktin beynimi deyince kuser ama ne bok oldugunu bildiginden uzatmaz. Olsun konussun sksin beynimi, iyi ki varsin dedirtendir
Iyidir hoştur da,Sürekli "Ya Sen ne kadar iyi bir dinleyicisin" deyip dakikalarca hiç susmadan konuşmasi bazen derin düşüncelere daldırır insanı. "Bi Iki dakika Sus da bi de ben anlatıyim derdimi" diye bağırasi gelir insanın ama bağıramazsin Tabii.
Yine de eğer yanınızda çok konuşuyorsa Samimi olduğunuzdur, kıymeti bilinmelidir.
Bunlardan bir tanesine sahibim. Adam hiç susmuyor. Değil bir dakika bir saniye bile susmuyor arkadaş aklım almıyor. Doğal olarak sonradan sapıtıyor ve saçmalamaya başlıyor. Üstelik saçmalama kısmı geçtikten sonra her gördüğü kişiyle dalga geçmeye başlıyor. Gazı verenler olunca da durmuyor, dalga geçmeye devam ediyor. iticidirler, üremeden yok olsundurlar.