okuyarak ulastigi kültür seviyesini karsisindaki erkekte aeayan kadinin en buyuk sorunsalidir. abi ben o kadar okumusum, okudugum seyle ufkum genisleyecek, bi konusacam, karsimdaki bon bon bakacak. hadi iliskin oldu, sevdin diyelim, yurumez ki evlilige gitmez.
(bkz: cok gezen mi cok okuyan mi bilir)
genelde çirkin olur. Adriana lima gibi kadın kitap mı okur? taş gibi kadınlar 10 yıl sürecekleri kısraklık(dişi at) dönemi kitaba kapalı mı geçirecekler? kız arkadaş, erkek arkadaş ver elini ortamlar, muhabbetler. öpüş, romantizm, aç bacakları doysun toplumun açları. gir triplere, kaprislere... ne kitabı ne sayfası, ne edebiyatı? boş onlar üstâdım boş. onlar senin benim gibi adamların işi.
kitap karakterlerinden etkilenmelerinden değil, kendilerini özel hissetmelerinden kaynaklı durumdur. he ama karakterlere gelirsek bazısı aşık olunmalık gerçekten.
Kitaplardaki hikayelere çok inanan ve o hikayelerdeki gibi bir hayat yaşamak isteyen hayalperestlerimiz. Kitaptaki muhteşem erkek karaktere o kadar bağlanırlar ki bir süre sonra gerçekle kitabı ayırt edemezler.
hele de zavallı kız jane austen ın bütün kitaplarını okuduysa iyice romandaki tiplere bakıp beklentiyi yükseltmiştir. ama aslında hayatın gerçeği jane abla da hiç evlenmemiştir.
aslında kitap okudukları için yalnız değildirler şöyle ki:
çirkinlik yalnızlığı, yalnızlık düşünmeyi, düşünme kendini geliştirme güdüsünü getirir. insanın yalnızlığı seçmesi durumu söz konusu olamaz ancak karşısına doğru insan çıkmıyor olabilir. bu da çirkinlikle paralel bir durumdur. çirkin bir insanın karşına o kadar çok alternatif çıkmaz çıkanlarda koftur. yoksa her insan yalnızlıktan bunalır. velhasıl kelam mesele " dış güzellik" ten yoksunluktur.
Farklı bir bakış açısı. Aslında kadın diye ayırmamak gerekir sonuçta ülkemizde ne acıdır ki kitap okuyanların sayısı çok az ve bu durumda kitap okumayı sevenler yalnız kalmayı kendileri seçer .