Kitap okumanın tadını anlamış insanlardır. Kitaplar sayasinde insanları daha iyi tanırlar ve saçma sapan insanlarla muhabbet etmek yerine sessiz bir köşede kitap okumayı tercih ederler. Tek istedikleri sakin bir ortam ve kitapla baş başa kalmaktır.
kendimden biliyorum, pratik hayatta hiç bir işe yaramıyor. çok mu okudun diyorsan? kendi çapımda çok okudum. bilmek sadece acı çekmeye yarıyor. okudukça anlıyor, anladıkça acı çekiyorsun. empati artıyor çünkü, okurken anladığını zannetmek değil bahsettiğim. adamın ciğerini anlıyor hale geliyorsun.
uzun lafın kısası çok okumak hiç bir işe yaramıyor. yada bu ülkede yaramıyor.
sözlüğe fazla takılmayan insanlardır. şunu da unutmamak lazım; çok okuyan daha nitelikli yazılar yazar. kelimeleri daha iyi seçer. çünkü dükkanında malzeme boldur.
çok çeşitli türlerden sayıca fazla okuyan insanlar da anksiyete bozukluğu ile karşılaşacaktır. her şeyin çoğu zarardır. bilgiyi sindire sindire almak gerekir.
çok okuyan insan dünyayı, hayatı, kendi yaşamını daha fazla sorgulayacak, sorguladıkça az bilen insanlarda görülen mutluluğa gitgide uzaklaşacak şu meşhur '' hayatla barışamama ''hadisesi yakasını bırakmayacaktır.
peki iyi tarafı yok mu bu işin?
var tabi ki. başka hayatlara ve bilgiye yaklaşan insan, okumayan bir insana göre empati duygusu güçlü, hayata geniş bir çerçeveden bakabilen, sadece bakmakla kalmayıp görmeyi becerebilen bir insan olacaktır ki bu belki de dünyanın belki de en büyük sorunu olan cahilliği yokedecek tek yoldur.
az bucuk kitap okurum ama her zaman daha fazla okuyan bu kesime gıpta ederim. Neden daha fazla okumayalim, neden daha fazla bilgi sahibi olmayalim ki?? Ama okumak insani olaganüstü etkileyebilmekte. Icinde bulundugu durumu fazla, daha fazla, cok daha fazla sorgulabiliyor insan. Bazen can yakıcı oluyor hakkaten. Sözün özü, okumanın da hafif olmayan bir bedeli var.