çılgın bir bar filozofu beyanı, nedense doğruluğu hep sonradan anlaşılıyor. aynen can sıkıntısıyla geçmeyen bir ömrün nasıl tükendiğini farkedememek gibi ironik bir durum.
bir kadını tüm benliğinle içi yana yana sevmek, onu yüreğinde büyütmek, canından bir parça yerine koymak. böyle bir kadının yerini gelip geçici, duygusuz birliktelikler tutabilir mi? içini doldurabilecek bir sevgin olamazsa içsel yalnızlık kaçınılmazdır.
kadinlarin bencilliklerini vurgulayan cümlecik. bir kadin baska bir kadina tahammul edemez denemeyin hepsini ayni anda kaybedersiniz demenin kısa yolu.
kisin sogugu kadar keskin bir dogrudur. cok nadiren sasar, cok kadinligin sonunda hic bir kadinla olamamak. bir cok sukut-u hayal sonrasi, bir cok "bu da olmadi" kadininin ardindan geriye kalan adamin deyimidir. Hep bakar, belki arar, cogu zaman gelmistirler belki o adama ama bir turlu olmamistir iste... Ayar tutmamistir. hele bir de daha onceden "O" dedigi gelip gitmisse hayatindan, sonu ne yazikki her kadini ona benzetmeye calismasidir. ona kalan bar taburesidir. evet...