her yönüyle çok etkileyici bir film izledikten sonra yaşanılan durumdur. film izlendikten sonra 15-20 dakika kadar sözlüklerden film hakkındaki yorumlara bakılır ,imdb'ye girilip oy verilir ,google görsellerden oyuncuların normal hayattaki tiplerine bakılır ,en yakın bir kaç arkadaşa son derece gaz ve tüyler diken diken olmuş bir şekilde film övülür. yarım saat kadar internette ve facebook'ta boş boş gezilir ,hayatın gerçekleri düşünülüp lanet edilir. geriye kalan en az 5 saat en çok 1 hafta olan süreçte filmin etkisinden çıkmamak için başka film izlenmez ya da benzer şekilde ruh haline koyacak filmler aranır.
gemide'yi izledikten sonra bir hafta kendime gelemedim. konuştuğum herkese filmi anlattım, övdüm. etkisi kaybolmasaın diye 2 haftaya kalmadan barda'yı izledim. onu da izleyince daha bi felsefik yaklsşır olum olaylara.
sonrasında sırf o boşluğu doldurmak için youtube'dan filmin en sevilen sahneleri izlenir, imdb'den oyuncuların resimlerine bakılır, sinemalar ya da beyazperde'den yorumlar okunur.
En bariz örneklerinden biri de Yüzüklerin Efendisi serisini ardı ardına izledikten sonra yaşanandır herhalde. Yaklaşık 11 buçuk saat sürdüğünden olsa gerek insan kendisini filmin içinde gibi hissediyor. Hele ilk defa izlendiyse tam moda giriyorsunuz. Ekranı kapatıp evden dışarı çıktığınızda ise yine insanlar kendi koşuşturmalarında... Otobüste karşınızda oturan teyze her ne kadar yüzünüzdeki anlamsız gülümsemeyi anlayamasa da siz kendi kafanızda filmden karelerle uğraşmaya devam ediyorsunuzdur.
(bkz: forrest gump), zekanın her şey olmadıgını,
(bkz: revolver), egoların insana kaybettirdiklerini,
(bkz: the machinist), vicdanın insan için ne kadar önemli bir mahkeme oldugunu,
(bkz: mr nobody), tercihlerin hep aynı sonucu doguracagını gösterir.
bunlar gibi insanın iç dünyasına kat eden, böyle olsaydım nasıl olurdu acaba sorusuna yanıt veren filmlerdir genellikle.
Angelina jolie'nin salt adlı filmi Üzerimde böyle bir etki yaratmıştır. bir rus casusu gibi hissetmiŞtim kendimi. Duvarlara tırmanmaya ÇalıŞ... ÖhÖm yok Öyle bir Şey neyse.
sayıca az olan filmlerdir. yalnız öyle bir tanesi var ki, hayata olan bakış açınızı, hayatınızda yaptığınız en ufacık bir hayatın bile nelere mal olacağını sorgulamanızı sağlar. 1 hafta kendinize gelemezsiniz.
(bkz: oldeuboi)
izlenen filmin tekrar izlenmesi sonucu verilen ''burayı nasıl görememişim'' tepkisiyle paraleldir.
Her pazar olduğu gibi dün de filmlerimin başındaydım. Alışkanlık mıdır bilinmez seyrettiğim filmleri mutlaka bir kez daha seyrederim. Her zaman bir şey kaçırdığımı düşünürüm. Dünkü filmim de the count of monte cristo'ydu. Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler derler ya, heh onlardan biriydi. izlemeyeli çok olduğundan bazı sahneleri unutmuşum. Dikkatli bir şekilde ikinci izleyişimde filmin tüm detaylarını görmüş oldum. Sinemasever bir kişiliğe sahip olanlar mutlaka beğendikleri bir filmi tekrar izlemelidir. Her şey detaylarda gizli..