skeç aralarında küçük çocuklarla saatlerce saçmasapan konuşulmasından; şişmanlık, eşcinsellik gibi konularda sürekli espri(!) yapılmasından, yeni konularda skeç hazırlamak yerine eskilerin biraz değiştirilip önümüze getirilmesinden, oyuncuların artık samimiyet olarak adlandıramayacağımız disiplinsizliklerinden kaynaklanan durumdur.
ulan hepsini geçtik orada konuşmayı bilmeyen yılmaz erdoğanın bir akrabası var, adam 2 lafı bir araya getiremiyor. adamı oyuncu yapmaya çalışmakdaki ısrar niye?
- pii o çoktandır var, yeni mi anladın hacım.
o değil de o şişman kız olmasaymış bitermiş bu program, onu anladım. bi programda da yapmayın oğlum şu kızın üzerinden espiri. kelime oyunlarıyla da espiri yapmayın lan. hatta metin midir her ne kimse artık, komple atın onu ekipten. adam bir mehmet ali birand taklidini iyi yapıyor ama o taklidi ufaklık kuzenim bile yapıyor zaten.
evet arada iyi işler çıkabiliyor, "testere" gibi. ama aşikar olan bir şey var ki programın geneli zorlama.
doğulu şivesine ve bir iki şişman şakasına gülmek istemiyorsanız tabii.
mevzubahis programın, ilk sezon yayınlanan altı bölümünden sonra ortaya çıkan durumdur.
'yılmaz hoca' da, grupları saymaca, çocukları konuşturmaca, bildiği en ayıp kelimeyi sormaca falan derken tüyü bir güzel dikmektedir çıkan bokun üstüne.
espri bulamadıkça "güncel espri" diye düşündüklerinden olsa gerek, internette paylaşılan videolara dayanan skeçler yapmaya başlamalarının etken olduğu gerçek.
iki yıl sonra o çok gülünen facebook videoları unutulunca şu an izlenen skeçlerin tiyatrosal değeri kalmayacak (şimdi var mı tartışılır), sadece o videolar kadar güldürecektir.
sadece arada bir çıkan iyi işler için iki buçuk saati dolduracak şov kasmaya gerek yok oysaki.
şimdi bunlar oyuncu mu? bu yazılanlarda skeç mi? dedirten hadisedir.
oyuncu dediğin gülmez. 1-2 olur ama hep olmaz arkadaşım.
tiyatronun altın kuralıdır sahneye arkanı dönmezsin.
yılmaz erdoğan bunlara hangisini öğretmiş meraktayım.
skeçler zaten berbat. ne gülüyorum nede hoşlanıyorum. artık cidden bel altı muhabbetlerden televizyonun inci sözlüğü olmuş durumda.
oyuncuların sürekli repliklerini unutmalarıda ayrı bir hadise. profsyonel olmadığımız halde biz bile gece uyumuyoduk ezber yapıcazda yarın sahneye çıkıcaz diye. yazık. oyuncu demeselerde içim sızlamasa.
programı bkm de izleyen seyircinin para verdim gülmem lazım diye kendini yırtması sonucu ekibin hala birşeyleri komik yaptığını sanması ve devam etmesidir.
günden güne reytingleri arttıkça ne yapacaklarını şaşırması, havalanmaları, saçma saçma muhabbetlerin dönmesi vs. vs. diyeceğim odur ki ilk başladıklarındaki samimiyetlerini kaybettiler benim gözümde. eskiden daha ciddi oynarlardı şimdi lay lay lom. tabi çok başarılı çocuklar ama g.tleri çok kaktı gibi. her skeç ezberlerini unutuyorlar, deli gibi gülmeye başlıyorlar falanda filan. neden ilk zamanlar unutmuyorlardı deli gibi skeçin orta yerinde gülmeye başlamıyorlardı. gerçekçiliklerini ve naturalliklerini kaybettiler şahsen. tv'ye baktığımda şımarık yüzlerini görmeye tahammül edemediğimden direk tv'yi kapatıyorum. son zamanlarda izlemiyorum zaten. tiyatronunda b.kunu çıkardılar artık. işte televizyon böyle birşey. ekrana çıkana bir hal oluyor, g.tleri kalkıyor ve samimiyetliklerini yitirip tirübüne oynamaya başlıyorlar.
Yaptıları tek şey yatak muhabbeti bide skeç bittikten sonra stüdyodaki çocuklara bide anafikrini sormuyorlarmı işte o zaman çıldarasım geliyor. içinde aşk ı memnu ve yaprak dökümünün tadı var gibi... Zaten doğan medyanın yapacağı da budur.