gezen gezdiği, görebildiği ve okuyan okuduğu, anladığı kadar bilir diye düşünüyorum.
kim çok bildiğini iddia ediyorsa da maldır. çoğunluk mal yani anlayacağımız üzere.
Ben hem çok gezdim hem de gezdiğim yerlerle ilgili okumalar yaptım, yaptığım okumalarda yazanla benim kişisel izlenimim genellikle çelişti, okuma, yazan kişinin edindiği izlenim, aynı yere sen gittiğin zaman çoğunlukla hiç de okuduğun gibi olmadığını görüyosun.
O yüzden çok gezen bilir, demek istiyorum.
Madrid'le ilgili kitap okumakla madrid'i gezmek arasında dağlar kadar fark var, mesela.
Okumakla her şeyi çözebileceğimizi zannediyoruz. Okumak baskalarinin tecrubelerini, teorik olarak öğretir lakin pratikte, apışıp kalabiliriz. Gezmek yani birinci elden tecrübe etmek, daha kalıcı ve değerlidir. o yüzden çok gezen bilir diyorum.
Gezersiniz, sadece selfie çekip, alışveriş yapıp, oranın yöresel yemeğini yer gelirsiniz. Ya da gezdiğiniz yerleri tarihi, estetik, sosyal açıdan değerlendirir havasını suyunu tam anlamıyla içer gelirsiniz.
Okursunuz, sırf okudum demek için ya da göreviniz okumak olduğu için. Okursunuz, öğrenmek için ve merak ettiğiniz için.
Ne merakla ve hayretle yapılıyorsa, onun bilgisine vakıf olunur diyor konuyu kapatıyorum.