her zaman dikkatle, özenle davranılan, başkalarından ayrı ve daha yüksek bir yere konulan kişinin kendisinden hiç beklenmedik biçimde hoyrat, umursamazca ya da haince davranması, insanı bir anda ezip geçmesi.
darbe yememek için bir süre sonra değersizleştirmeye başlıyorsun herkesi, herşeyi. ama bu raddeye gelene kadar, öyle böyle değil, çok canın acıyor. o malum tecrübe denklemine ulaşabilmek için yemen gereken kazıkları da yiyip huzur içinde oturuyorsun mabadının üstüne. bir süre sonra da beklentilerini azaltıyorsun ya da tamamıyla bitiriyorsun.
insanların yalandan "en sevmediğim özelliğim insanlara haddinden fazla değer vermek yaneee" laflarına tiksinerek bakar oluyorsun. sen insanlara verdiğin değerin karşılığını bulamadığında kahroluyorsun, başkalarıysa bu tarz durumlardan nemalanıyor. depresif olmanın meziyet addedildiği şu zamanlarda bu durum hiç de yabancı değil. gerçekten canı yananı gözünden, gönlünden anlıyorsun, için acıyor.
sende mi brütüs?
ulan ne yanlış tanımışım seni!
nasıl başardın bu kadar oynak olmayı?
bari sen yapmasaydın!
bana yazıklar olsun, ki sana gereğinden fazla değer vermişim.
bunların hepsi bu darbelerin ardından insanın iç muhasebesinde yer bulur.
korkulanın başa gelmesidir. ben çok korktum bundan, ve yedim darbeyi.* çok değer verildiğinden götü kalkmıştır artık, dünya' nın onun etrafın da döndüğünü düşündüğünden vurur darbeyi.
hatayı bazen o insanda değilde kendine sorman gerekiçek durum olabilir acaba?ben yanlış insanlaramı değer veriyorum diye eğer bu soru sende olumlu cevab buluyorsa o darbenin zeminini kendin hazırlamışındır,bazende bir ders olur insana çok değer vermek onu * kaldırarak taşıyabilirmiyim kendi potansiyelime karşın çok mu değer veriyorum,düşüncesine sahip olması gerektiği,bazısıda verdiği değerin ona kattığı hatasızlıklarla kendi kendine darbe çıkarmasıylason bulur maddi yada manevi değer vermeseydi atıyorum karşısındaki yaptığı hareket banel gelip onda bir darbe etkisi bırakmazdı.
kime değer verdiğin bir nebzede önemli değil nasıl değer verdiğin önemlidir,bir teneke parçasını elmas diye sıfatlandırmak her zaman gerçekleri gördüğünde üzülmene sebeb olaçaktır,elmasada teneke muhamelesi çekmen yiyiceğin darbeyi kendin hakettiğinin anlamı olaçaktır.
kesinlikle çok normaldir ve her an herkesten beklemek gerekir. çünkü hayatımızdaki herkes gelip geçicidir. mesela son 10 yılımıza bir baktığımızda çokca değer verdiğimiz fazlaca arkadaş ve fazlaca dostlarımız olmuştur.
ve hatta şöyle de bir örnek verebiliriz: Mevlana'nın bile çok bağlandığı ve buna rağmen hayatından gelip geçen insanlar olmuştur.
birisi gelir birisi gider önemli olan anı yaşamaktır.
insanoğlunun çiğ süt emmiş olması nedeniyle normal karşılayabileceğimiz bir darbedir. diğerlerinden tek farkı yoktur vurana verilen değerin bir dönem için biraz fazla olmasıdır. bu eylem sonucunda o değerde sıfırın altına düşeceği için pek bir kıymeti harbiye kalmaması gereken bir durumdur.
Her insan evladının en az bir kez başına gelen olaydır. ilkinde büyük şok yaşasan da ikinci de o kadar şaşırmıyorsun. Üçüncü mü? Üçüncü olmuyor genelde çünkü artık insanlara güvenmiyorsundur.