eğer elalem ne dinliyosa ben de onu dinlerim tiplerinden değilseniz bu gayet normal ve gereken bir tavırdır.
(bkz: sevdiği sanatçıyı veya grubu popüleritenin tanımasından rahatsız olmak).
dinleyici açısından kötü olan durumdur. insanlar her şeyi tükettikleri için sevdiğiniz grup meşhur olduktan sonra hemen tüketilecektir ve artık o grubu dinlemeyeceksinizdir. ancak gruptan da insanlara "hayır bizi dinlemeyin, bizi herkes dinlemesin, bizim bir dinleyici kitlemiz var zaten" demesini de bekleyemeyiz.
meşhur olunca, "ben biliyorum bu grubu hep dinlerdim yahu" şeklinde açıklama yapma gereksinimi duyulur. nedendir bilinmez, illa onun bildiğini herkes bilecek..
yeni nesil hayranların, o grubun mazideki naif güzellikleriyle, gerçekliğiyle sevemeyeceğini düşünmenin yarattığı hisle istenmeyen durumdur. bir de piyasalaşan bir grubun müziğinin artık daha temiz kayıtlarla, daha prefosyonel albümlerle karşınıza çıkacağını ama kazanılan popüleriteyi korumak adına hareket ederken işin "pazarlamasının" derdine düşeceğini bilirsiniz. artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
ticari kaygılar uğruna sevilen tarzın değişebileceği endişesi yaratır. çoğunlukla da öyle olur. bencillik biraz ama "sanat sanat için" olmalıdır bazen.." sanat toplum için" olduğunda cılkı çıkar.
evanescence bu durumun en büyük örneklerinden biridir. taa amatör şarkılarından beri kendilerini dinlediğim halde şu anda böyle bir şeyi insan içinde söylemek eşcinsel olduğunu söylemekten daha zor hale gelmiştir.**
daha okula başlamamış yaşlarımda cartel, karakan vs. oluşumlarla tutunduğum rap müziğin o yıllarda pek prim yapmaması, itilip kakılması, yıllarca radyolarda çalınmamak için diretilmesi beni olumsuz etkilerdi. nefretin mic checkin gelişip sagopa kajmere cezaya dönüşmesini yakinen takip edebilmiştim. türkçe rap emeklerken ben de emekliyodum nerdeyse. sonra zaman içinde benim diyen rap yapar oldu. reklem müzikleri, jinglelar, soundtrackler derken rap yangın gibi yayıldı. başlarda seviniyodum falan ama sonra baydı. hele sago. hem vazgeçemiyosun hem itiliyosun. dertliyim sözlük.
başlık şunun üzerine açılsaydı daha mantıklı olurdu.
çok bilinmeyen ama sevilen grubun meşhur olmasının grupta veya sanatçıda oluşturduğu kötü durumlar. belki başlık için biraz fazla uzun ancak, asıl tartışılması gereken nokta budur
farklılığı kompleks haline getiren zavallı insanların sorunsalıdır, bu bir hastalıktır. farkında değilsiniz. genellikle 16-22 yaşları arasında görülür.
halbuki farklılığınızı, beyin gücünüzle, bilgiye olan açlığınızla gösterseniz bu hastalığı çok kolay yener komplekslerinizden kurtulursunuz.
(bkz: paramore) u 3 sene öncesinden takip ederdim riot albümü ile zaten çok popülerdiler.amerikada büyük rağbet gördüler müzik listelerinde 1 numaraya oynadılar.türkiye'de adı sanı duyulmamış gruptu farklılık olsun diye dinliyorsan eğer, amerikada o sıralarda bizim nufusumuz kadar insan tapıyordu o gruba bilgin olsun.
(bkz: mor ve ötesi) kariyerlerinin zirvesinde ve bunu hakettiler.adamlar müzik sektöründen kazandıkları gıdım gıdım paraları kendi prodüksiyon şirketlerini kurarak ne kadar sağlam olduklarını ve müziği popularist eylem içinde yapmadıklarını gösterdiler. müzik işi konusunda hala ve fazlası ile başarılılar.
(bkz: evanescence) - yeni albüm için çalışmaları devam ediyor. ne kadar sağlam çalıştıklarını ve bunu hakettiklerini albüm satışını veya plak şirketinin beklentilerini umursamadıklarını iki albüm arasını uzun tutarak gösteriyorlar. 2006 open doors albümünden bu yana 4 sene geçti.
(bkz: piiz), (bkz: pilli bebek), (bkz: the veronicas) , (bkz: buz) hala ticari başarı elde etmemiş popüler kültürün bırak merkezini kenar sokağından bile geçmemiş gruplar, hala underground dinleyicisine hitap ediyorlar. fazlasını hakedecek birşey yapmıyorlar zaten
(bkz: metallica) son 2 albümleri haric gayet iyi. ayrıca metallica ne zaman underground ın temsilcisi oldu, pop müziğin hard rock metal olduğu zamanlarda piyasaya girdiler.onları herkesin bilmesi ve eleştirmesi olumlu, çünkü onlar hala çok büyük.
uzun lafın kısası unkapanı bile kapandı, kimse kendini prodüktör sanıpta ben keşfettim havalarına girmesin.
mor ve ötesi vardı bi zamanlar. bir dedim var dediler sonra cambazla tanıdı herkes onları falan ama benim aklım 23 de beyaz da,bir de,balıklar da,yeşillik de kaldı. (bkz: bu konuda çok dertliyim) (bkz: anlatsam roman olur)
kısacası insan az bilinen şeye kendisinin sahip olduğunu görünce mutlu olur grup veya şarkıcı olayında da bu böyledir. hangimiz kendisini az bilinen fakat hoş şarkılarla anlatmayı denemedi ki?