Çocuk altıncı sınıfsa ve çocuğun ağırlığı annenin ağırlığının fazlasıysa çocuk yetiştiren anne olmaktan "asalak besleyen anne" olma sıfatına erişen hatun kişidir.
çalışma kitabı adı altında her kitabın 2 tane olması, hayvan gibi kalın olması bunun üzerine çocuğun ufak tefek olması durumunda mecbur kalınır. sorumluluk, hayat,zorlukları kıl,tüy diyip çocuğun kemik gelişimini sikeceksen elbette yapılması yanlış olan harekettir.
yeni nesil annelerdir. biz zamanında bilmem kaç kiloluk çantaları takardık sırtımıza giderdik okulumuza paşa paşa. kimse de bizi almaya gelmezdi. sanki öylesi daha bir güzeldi. bizim annelerimiz şefkatli değil miydi? ne münasebet! sadece o zamanlar böyle şeyler şeyler yapılmazdı, şimdi ise anneler resmen kamp kuruyorlar okulların önünde. öğlen yemeklerinde, çıkışlarda hep okullardalar. bence bu biraz takıntılı bir davranış biçimi. hadi çocuğu almaya gittin, bırak bari çocuk kendi çantasını taşısın, sorumluluğunu bilsin. montunu giymeyi kendi akıl etsin. bir kontrol etme de eşyalarını unutmamayı öğrensin. çocuklarına gözleri gibi baktıklarını düşünen ancak kendine güveni olmayan, beceriksiz çocuk yetiştirdiğini fark edemeyen annelerdir.
üzücü ama böyledir.
çantası çocuğun kendisinden büyük olduğu için yavrusuna kıyamayıp çantasını yaşıyan anne profilidir. hatta çocuk yorulursa hem çocuğu hem çantayı taşır .**
çocuğuna kıyamıyan anne modelidir.
ilkokula giden bütün çocuklar çok kitap defter götürmeyi o yaşlarda marifet saydıklarından, çantaları kurşun gibi ağır olur.
annelerse hayatı boyunca çocuğuna yük olabilecek herşeyi, 'gönüllü taşımak işine' bu olayla siftah ederler.