Geçen çocukluğumun geçtiği mahalleye gittim üzerinden yıllar geçmiş köşe başlarında mahallenin delikanlıları sabaha kadar dikilirdi artık yoklar. Sabahtan akşama kadar kapı önünde yaşlı teyzeler çekirdek yer muhabbet ederlerdi artık onlarda yoklar. Her yerden çocuk sesleri top sesleri yükselirdi onlarda yoklar. Eskiden sepetler vardı susayan acıkan çocuklar bağırırdı annelerine su sal yemek sal diye onlarda yoklar, ne baloncular kalmış, ne torpiller. o güzelim mahallenin baştan aşağısı zenci ve suriyeli dolmuş. Bizimkilere ne oldu bilmiyorum ama her köşe başında iri yarı zenciler ile göçmen suriyeliler. istanbul'un bir çok semti artık böyle ne yazık ki nasıl bu ortamda çocuğunu güvenip dışarı yollar ki insan.
90 lı yılları da bırakın 2000 li yıllarda bizim çocukluğumuzda yaşlısı genci çocuğu herkes sokakta olurdu geceleri oyunlar oynardik. Yaşlı kadınlar bir yerde oturur genç kızlar kendi aralarında sohbet ederdi. Küçücük olmama rağmen eve 1 de girerdim çünkü en güvendiğimiz yerdi mahallemiz. Fakat şimdi ne o tür mahalleler ne de o komşuluklar kaldı.Artık ben de çocuğum olsa göndermem.
Çocuğu sokağa oynamaya gönderip evde evlilik programı izleyip komşularla dırdır yapacağına günde 1-2 saati çocuğuna ayırıp oyun parkında çocuğuna göz kulak olması gereken ailedir.
"korku olacak tabiki ancak çocuk sokağa çıkmadan nasıl sosyal olacak yada düşmeyi kalkmayı nereden öğrenecek nasıl bağışıklık kazanacak?" gibi sorular duyabilecek ailedir.
haklı ailedir. Benim ailem de böyleydi, sonuçta ortalık pedofilili sapıklarla dolu. Onu bırak tinerciler, sarhoş sürücüler derken güvenli değil sokaklar. En güzeli oyun parkına götürüp başında durmak ya da evin bahçesinde oynatmaktır.