rahmetli optik başkan'ın "beşiktaş; sen bana babamdan kalan miras değil, oğluma olan borcumsun" sözünü bildiği için, oğlunu beşiktaşlı yapmaması mümkün olmayan babadır.
zaten beşiktaşlılık doğuştan gelen bir olaydır. başarıya endeksli bir durum değildir. "türküm, müslamanım, beşiktaşlıyım" diyenlerin takımıdır. işte bu yüzdendir ki; beşiktaşlı olunmaz, beşiktaşlı doğulur.
beşiktaş sevgisi gönülden gelen bir şeydir. iyi günde, kötü günde siyah beyaz renklerin aşığı olmaktır. acı, gam, keder, hepsi bir gün gelir geçer, beşiktaş sevgisi bize yeter. çile olmadan aşk olmaz. aşık olan gönül zaten aşktan usanmaz.
diğer takım seyircilerinin beşitaş taraftarını anlamasını beklememek lazım.... ama gerçekten bazen geri zekalı olduklarını düşünüyorum... beşiktaş aşkı, sevgisi başarıya endeksli değildir. kimse yenildi, şampiyon olamadı diye sevdasından vazgeçmez. hee tabi siz başarısız olunca takımınızı bırakacak kadar orospu ruhluysanız herkesi kendiniz gibi sanmanız normal. ama değil işte. beşiktaşlılık başka bir şey.
aptallara hitap etmek istemiyorum. insan dayanamıyor bir yerden sonra... mutluluk, hüzün, sevinç, hayal kırıklığı, gurur hepsi hayatın içinde var. beşiktaş bizim için zaten hayat demek... ruhsuz ibnelerin anlayamayacağı kadar büyük bizim başiktaşkımız.
biz beşiktaş taraftarları doğuştan gelen bir özelliğe sahibiz. ha benim babam beşiktaşlı değildi ama benim öyle olmama sesini çıkarmazdı. hatta onun fanatik galatasaraylı olduğunu bilip benim nasıl beşiktaşlı olabileceğimi soran amcalara verdiği tek tepki vardı:
çocuğunun hüzünde ve sevinçte yalnız kalmasını istemeyen babadır. kendisini değil çocuğunu düşünen babadır. yılın babası ödülüne layık gösterilmelidir. eğer ki baba beşiktaşlı olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorsa, dünyaya bir daha gelsem yine beşiktaşlı olurdum diyorsa çocuğunu beşiktaşlı yapabilir. aksi halde yani niye beşiktaşlı olmuşum diyorsa kendisini değil yavrusunu düşünmesi gerekir.