modern dünyaya ayak uydurma sevinci ile aslında kendi kültürünün sığlaşmasına neden olduğunun farkında olamayan insandır. ufak hesaplar peşindedir.
'aman çocuğum büyüyünce yabancı ülkelerde ismi telaffuz edilirken zorluk çıkmasın'
'aman türkçe karakter kullanmayalım abdurrahman! mâzallah çocuk ismini internete nası yazacak.ı çıkmaz ö çıkmaz'
.
.
.
kişisel tercih bağlamında değerlendirilmesi muhtemel, ancak az biraz özentilik kokan eylem. yalnız, halkın çoğunun adlarının türkçe olduğunu sanan güruhların, dildeki farsça, arapça etkisini fark etmeyip bu tespiti yapmaları -yabancı dil kökenli derken bunu da kastediyorlarsa affola- abestir. bin yıllardır etkileşimde bulunduğumuz en yakın halkların, kültürlerin sözcüklerini bir nevi ödünç almak masum bir eylem olabilir, hatta halklar arası kaynaşmanın belirtisi olabilir ki tüm dünyada da durum böyle olsa gerektir. ancak, sonuç olarak bunlar türkçe değillerdir. türkçe dediğimiz, şiddetle bağlı kalınmasını istiyorsanız, islamiyet öncesine uzanan öztürkçe değildir de nedir? demiyorum ki dil sabit kalmalı, kültür alışverişinde bulunmamalı, türetmemeli. ancak, gözlemler tek yönlü ve safça da olmamalıdır. almanlar bisiklete fahrrad der iken- ki sürmek eylemi ve tekerlek sözcüklerinden türetilmiştir- bizde otobüs için "oturgaçlı götürgeç", faks makinesi için "belgegeçer" şeklindeki türetilerle ölesiye dalga geçiyorsan, yine bir çelişki içindesin demektir.
ismin anlamını bilmeden çocuğuna isim veren babadır. isim çok önemli arkadaşlar, ahirette anne-baba çocuğuna karşı iki konuda sual edilecekler, iyi yetiştirilmesi ve isim. ama bu kuralı bilmeden hareket eden çok ebeveyn var malesef. son yıllarda 'arda' modası aldı gidiyo ama aslında arda odun demektir, dikkatli bakarsanız bizim futbolcu arda da harbiden geri zekalı odun bir tipi var, kezban diye makara yaptığımız isim aslında yalancı demektir, sanem, melis, aleyna, alara, rumeysa, bu isimlerin anlamları hep dandiktir. oysa ömer, ahmet, mehmet, ayşe, zeynep, sevde, gibi anlamları güzel isimler koymak daha güzel bence.