bambaşka bir dikkat çekme ve prim yapma nedenidir. güya çocuğun sonraki hayatını baştan etkilemekmiş (bkz: ybsg).
ayşe olsa, fatma olsa olmaz, ali, hüseyin o da olmaz, ne bu böyle kapıcı ismi gibi, basit, ucuz, sıradan... fakat koyacağı "ıkınsu" pek bi gösterişli isim olduğundan tüm çevresince saygı duyulacak, belirli bir sınıfın içine alınacak ve o isim onu her alanda etkileyecekmiş.
anne babanın denyoca tavrıdır bu. popüler kültüre kurban giden bebekler yaparlar...
mesela ben, oğlum olursa adını dexter ya da petrucci koyabilirim çünkü kalbimde yerleri büyük bu adamların. portnoy da koyabilirim ama dalga geçmesinler oğlumla. kız olsun rita koymam. nefret ediyorum o hatundan, sete dalıp öldürmeyi düşünüyorum zaten rahat bıraksın dexter'ı. rena da koyabilirim, petrucci'nin hatun o da, doğuştan dream theater'lı olur benimki böylece. belki de tama koymalıyım ya hatta siamese monster falan da koyabilirim ama o zaman da ne bu siyam falan özenti derler. vazgeçtim şimdi.
hacı bir dedenin yeni doğan torununa jest olsun diye kendi adının konacağını içten içe beklerken Sarpcan, Berkkıltüy, Cancan Makrotunç gibi çılgın isimler koyarak onu dumura uğratan ebeveyndir
anlaşılmayan ebeveynlerdir. kendileri de ne yaptıklarının farkında değildirler. laf olsun torba dolsun mantığıyla hareket ederler.
elizan'ın anlamı ezan sesiymiş, ahra'nınki hakkında bilgim yok. ama çocuklar ilerde sıkıntı çeker. gerek yok böyle hareketlere.
edit: ahra'nın anlamı bakınızda çıkmış. Daha lâyık, daha münasib, en elverişli. anlamını bildim de n'oldu ? değişen bir şey yok. takvim arkası isimleri daha makul.
ilk çocuklarına heyecanla isim arayan ebeveynlerde hiç de marjinal olmayan bir durumdur. Ancak illa sıradışı olacak diye de abidik gubidik bir isimle anılmaya başlayan çocuk için oldukça trajiktir. Yalnız bu marjinallik genellikle ilk çocuklarda geçerlidir. Özellikle ikiden sonrakiler için 'bu da şey olsun, şey bey olsun' diye rahatlıkla isim konulur. En düzgün olan isimlerde onlarınkidir.
kızına "paris" ismini koyan cem uzan örnek şahsiyetidir bu başlıgın. neden paris niçin paris, düşünülmesi gerekir, heves oldugunu hiç sanmıyorum, aile kökenine bakmak lazım.
Çocuğun geleceğini düşünmeyen ebeveyndir. Zira bu çocuk büyüyecek okula gidecek , iş hayatına atılacaktır. Tüm bu ortamlarda ismiyle ortamın bir numaralı neşe kaynağı olmak bir süre sonra insana koyabilir.
en iddialısı ise çocoğunun ismini kutu koymak isteyen babadır. tabi bu post marjinal ismi nüfus memurları esefle kınayarak reddetmişlerdir.
ne amaçla kutu koymak istedi tabi anlamak güç.acaba diğerinin adını da pense koyarak ebeveyn kutu kutu pense mi oynamak istemiştir diye düşünmedan edemedim. *
(bkz: gülben ergen)
disko kralı'nda ikizlerine hektor ve paris ismi düşündüğünü belirtmişti. ayrıca 2000lerin başında moda gereği çocuğuna halley, bucaspor gibi saçma sapan isimler koyan ebeveynler artık çıkarları gereği abdullah, tayyip, emine ve hayrunnisa isimlerine yönelmiştir. bir de profesör vardı çocuğum kendi ismini kendi koysun diyen. aldığı tahsili öpeyim çocuk kendine gezegen ismini vermişti.
bugün bize çok normal gelen gökhan(ve sonu han ile biten bilimum isimler),göktuğ(ve sonu tuğ ile biten bilimum isimler), türkan, mert, kürşat ve daha bir çok isim de şundan en fazla 80 sene evvel ortaya çıkmış olduğunu hatırlarsak, gayet normal olaydır.
tabi bu, çocuğa hiç bir manası olmayan boktan isimler verilsin anlamına gelmiyor.