çocuğu dipçikle komaya sokan polisi öven zihniyet

    3.
  1. "o çocukların orada işi ne?" sorusunu es geçen, es geçmek işine gelen ve düşünmeye yarayan organları boşaltım sistemine bağlanmış kişilerin karşısında olan zihniyettir.

    lan elin güdülmüş piçi, hesapta bugünün "çocuğu", yarının ise "teröristi" orta yerde devletin kolluk kuvvetine taş atıyor, karşılık görünce de polis cani, şerefsiz, psikopat oluyor.

    polis ne yapsın bu insanlara??

    siz kendinizi polis yerine koyun ve düşünün iki dakika, allah rızası için.

    "ben bun insanları korumakla ve asayişi tesis etmekle görevliyim, ama bunlar hem asayişi bozuyor, hem de bana saldırıyor?"

    düşünün o polisin ruh halini. korumak için canını tehlikeye attığı insanlar tarafından saldırıya uğrayan polisin ruh halini düşünün...
    22 ...
  2. 5.
  3. 34.
  4. ne polis utanmalı bu olaydan, ne o zavallım çocuk, ne de biz.
    polisin karşısına onu koyan yavşaklar utanmalı!

    sen bir davanın peşine takılmışsın gidiyorsun, kürdistan diye. sana doğru, bana yanlış olan bu dava; yani senin davan.
    madem senin davan, yavşak herif, şerefsiz, arsız herif; savaşını kendin versene.

    sen nasıl bir insansın ki çocuğunu taş atmaya polise gönderiyorsun veya göndertiyorsun sonra da ben babasıyım diye ortaya çıkıyorsun?

    kendi davanı kendin savunacak kadar göt yok madem sende, neyin davasındasın?! git kendin dikil polisin karşısına, hadi! halep ordaysa, arşın burda.

    sen çocuğu gönderiyorsun polisin karşısına, bu kadar delikanlısın çünkü.

    ama biliyorum ki bir maksadın var, bir yılanlığın var. çünkü bir devlet böyle böyle içinden içine yıkılmaya çalışılır.

    ama sen yavşak, bu çakallıklarınla asla istediğini başaramayacaksın.

    o polisin ellerine sağlık denilemez, el kaldırdığı bir çocuktur. çocuğu oturup kutlayamam, boyundan büyük işlerin içindedir.

    fakat o polistir ki gene 7/24 hayati tehlikesi olan. götümüzü yaya yaya solcu entrylerimizi girip içimizden küfür ederken bizim için itiyle kopuğuyla çatışan o polistir. böyle solcu görünümlü gazcıları da oturur bir düşünürüm ayrıca.

    yahu bu nasıl solculuk? herşeyin arkasından polis, polis, polis. ulan polis dediğin adam seni dövünce 30 milyar maaş almıyor. polis dediğin adam kellesi koltuğunun altında 3 kuruş para için gece gündüz dışarda, senin güvenliğin için.

    eyleme gidince sopa yiyorsun, çünkü yaptığın yasa dışı, ya da adamı tahrik ediyorsun. çıksın biri bana söylesin bakalım izinli olan hangi gösteride bir tek dayak yiyen adam var?

    dtp'nin kendi nevruz mitinglerinde bile, düşün bak bu kadar arsızca işlerin döndüğü, yine çocuklara şov yaptırılan lanet edilesi toplantılarda bile izinli olduğundan polis kimseye karışmıyor.

    burdan atıp tutmak kolay, dışarda yürürken üzerine kazara birisi su dökse mangalda kül bırakmazsın ama onlara devamlı durduk yerde taş atarlar, molotof koktetyli atarlar. karıları, çocukları her allahın günü bu günde evin reisi sağ mı gelecek diye beklerler sen mutlu mesut yaşarken.

    ya hadi onu geçtim, sen hiç polis olan babanı bir çatışmada kaybettin mi? bir şehidin acısını yüreğinde hissetmekten de öte, son defa yüzünü öpmek ne demek bilir misin?

    taş atan çocuk 13 mermi ile öldürülen Uğur Kaymaz'ın, kameralar önünde kolu kırılan Cüneyt'in, dipçikle komaya sokulan Seyfi'nin ve dövülen, sövülen, öldürülen, cezaevine atılan binlerce çocuğun arkadaşı, kardeşi, sıra arkadaşı ise eğer;

    yaklaşık 30 yıldır dağlarda hayatlarının en güzel yerinde kalleş bir amerikan kurşunuyla öldürülen çocuklarda benim ağabeylerim, kardeşlerim, okul arkadaşlarım!

    bu kadar itle köpekle devamlı uğraşmak zorunda olan polislerde benim gururum!.

    ve sana göre enteresan olan bir şey daha söyleyeyim mi? o dağlarda ölen, terörist çocuklar da benim kardeşimdi aslında. ben onlara senelerce sırf okusunlar, sırf benden aşağıda görülmesinler, şehirli köylü diye ayrılmasınlar diye kendi payıma hayattan düşen ne varsa onu da pay etmişim. iki çift pabucum varsa birini göndermişim. harçlığımdan biraz feragat edip bir palto da onlara göndermişim.

    insan olmanın gerekliliğinden.

    ama onların anaları babaları ne yaptılar? dava dediler, kürdistan dediler, örgüt dediler allem ettiler kallem ettiler benim kardeşlerimi kalleş ettiler. kendi kalleşlikleriyle onları zehirlediler aslında. utandım, onların yapamadığını yaptım yani.

    her şehit cenazesini gördüğümde üzüldüğüm kadar utanırım, insan olduğumdandır.
    öldürülen her terörist için bayram gibi sevinen insanları görünce yine utanırım, insanlık adına.

    çocuğa gelince, o çocuk ve onun gibiler büyükleri böyle oldukça kaderleri değişmeyecek. bunda devletin de, ailesinin de suçu vardır.

    bu defa da ülkem adına utanıyorum.
    5 ...
  5. 14.
  6. en azından "düz adam zihniyeti" değildir. o görüntülere bakıp da "ayyy, vicdansız polisss!" demek çok kolay.
    o polisin halet-i ruhiyesini tasvir edelim biraz. hakkari gibi kaotik bi bölgede görev yapıyor. her allah'ın günü üzerine taş yağıyor ve çocuklara karşı yapabileceği bişi de yok. en küçük bi falsosunda "nirede insan hakları!" diye ayağa kalkılacağını biliyor, devletini zor durumda bırakmaktan ve dahası ekmeğinden olmaktan çekiniyor. bunun yanında görevinin başındaki her anında ölüm korkusu yaşıyor. kim bilir, belki de mesai arkadaşlarından biri bi kaza kurşununa kurban gitmiştir. ve hatta ailesinin hayatı için de kaygılanıyor olabilir. (bkz: hakkari polis lojmanlarina roket atarli saldiri)

    şimdi böyle bi ortamda böylesine zor ve riskli bi görevi ifa eden her polisin normal bi psikolojide olması nasıl beklenebilir? bu adamları robot mu zannediyosunuz? şu ana kadar böyle bir olayın yaşanmaması bile başarıdır bence.

    öte yandan kürt halkının demokrat william wallace'ı, aşiret lideri ahmet türk'ün röportajına bi bakalım:
    muhabir: - sizce bu çocuklara bunları yaptıranlar da en az polis kadar suçlu değil mi?
    ahmet: - arkadaşlar olayları çarpıtmayalım.

    ne güzel bi cevap di mi? bu kadar basit yani. yahu eminim o dövülen çocuk için ne ahmedo türko, ne de çocuğun ailesi burdaki insan hakları savunucuları kadar üzülmüyodur. o çocuk onlara propaganda malzemesi olmaktan başka hiçbir anlam ifade etmiyodur.

    hastaneye o çocuğun ziyaretine giden komutanı ve bu olayı bu kadar abartıp bas bas bağırarak tv'lerde döndüren ve devletini zor durumda bırakan medyayı da ayrıca kınıyorum.
    7 ...
  7. 13.
  8. Sahip olduğum zihniyettir. Çocuk mocuk tas atıyor polise , polis ne yapsın çicek mi vermesi lazımdı. Çocuksa çocukluğunu bilsin.
    10 ...
  9. 18.
  10. Kahraman olmayan çocuğun bokunu örtmeye çalışmayan zihniyettir. Ne kolay değil mi? Bir misafir çocuğu size bir iki ters laf söylediğinde deli oluyorsunuz,hatta içten içe deli oluyorsunuz. Ama size onlarcası,"aralarında büyükler de var" taş atmıyor.Siz görevdeyken eviniz saldırı tehdidi altında olmuyor.O misafir çocuğu sizi kurşunlayacak adamların güdümünde değil. Ha çocuk mu bu kişi değil.15 yaşında bir adam!Kimse çocuk falan değildir 15 yaşında.O yaşa kadar ailesi ve çevresi tarafından işlenmiştir. Bana 15 yaşımda deseler ki taş at polise,lastik yak hayır demesini bilirim,zamanında bildim de. Sizse hala bıyıkları çıkmaya başlamış,bilinçli şekilde yaralamak için taş atan vatan haini itleri öve durun.Helal olsun polis kardeşimize.Her zaman arkasındayız ve minnettarız.Vatanını seven Türkler olarak.
    6 ...
  11. 12.
  12. o çocukların polise askere saldırmasını öven zihniyetten farkı yoktur.
    5 ...
  13. 16.
  14. kafasına dipçik yememiş, ama polise de taş atmamış zihniyettir.
    6 ...
  15. 20.
  16. 2.
  17. o dipçikle komaya sokulan varlık, çocuk olarak nitelendirilebilecek birisi olmadığı için polisi öven zihniyettir.

    atatürk'ün sana özel tahsis ettiği bayramda sen bunları yaparsan, oh olsun o zaman sana.

    polise taş atanın suçu yok, attıranın suçu yok, kimsenin suçu yok, halkın refahını korumaya çalışan polisin mi suçu var? her zaman polisleri günah keçisi ilan etmeden evvel bir oturun düşünün. bu adamlar neden yapıyor bu işi?

    polise dil uzatması kolay. bir kere de demiyorsunuz ki, "bu çocuk neden polis yerine anne-babasına karşı gelmedi?"...
    15 ...
© 2025 uludağ sözlük