olaylara vicdanlarıyla değil hayat görüşleriyle bakan zihniyet. çok şükür onlar gibi düşünmeyenler de var. ayrıca farklı bir görüşe mensup olup polisi yeren ama farklı görüştekilerin çocuklarına zarar verildiğinde sevinen kişilerden de ölesiye nefret ediyorum.
vatanını, milletini, devletini seven ve polisinin, askerinin daima yanında olan zihniyettir. bütün bunların karşısında olan insanlara asla acımaz. küçümseyerek açtığınız bu başlıkta ki zihniyet bilir ki bu vatan, bu toprak şehit kanlarıyla sulanmıştır. unutmayınız ki 12 yaşında polise taş atan 20 yaşında dağa çıkıp askerimize kurşun sıkacaktır.
faşizmin dik alasıdır. bu ülkedeki eğitim sisteminin düşünmeyen, sorgulamayan, devlet kutsal biz de onun biçare kullarıyız zihniyetinde vasat insanlar ürettiğini gösterir. vasat lüks oldu pardon gerzek demeliydim. italya'nın faşizm döneminde kullandığı ceza hukukunu birebir almış olan yüce devletimiz bile bu olayı sahiplenmezken 'sivil'llerin sahiplenmesi ayrıca utanç vericidir.
dünyanın her ülkesinde bu tür gösteriler olur. fransa'dan tutun yunanistan'a kadar. polis her yerde taşlanır, araçlar yakılır cam çerçeve iner. ama hiçbirinde polis kaçmayan (muhtemelen taşlama olayına katılmamış, ki katılsa bile fark etmez) kendisinin üçte biri cüsseye sahip bir çocuğun kafasını dipçikle ezmez. suçluları yakalar yargıya teslim eder, yargı gerekeni yapar. polis kafede oturan insanları tokatlamaz, kimlik soranı dövmez, yerde etkisiz hale gelmiş kadının yüzünü tekmelemez modern ülkelerde. yaparsa iç işleri bakanı dahil herkes hesap verir.
bu küçük çocuğa yapılanlara destek çıkanlar, unutmayın hukuk adalet bir gün size de lazım olabilir. ama belli ki kör milliyetçilik, ırkçılık beyninizi o kadar uyuşturmuş ki hiçbir şeyi idrak edecek durumda değilsiniz. atsız atanız sevsin sizi...
öyle bir zihniyettir önündekinin çocuk olması aklının daha doğruyu ayırt edip etmemesi onu ilgilendirmez. onu ilgilendiren üstlerine yapıştırılan damgalardır. başkaları tarafından daha aklı ermezken yapıştırılan damgalardır. her insan eşit haklara sahipse acaba bu zihniyetin çocuğunun başına bu gelse emin olun canı yanınca halini görmek bile istemezsiniz...ozaman birde o çocuğu düşünün şimdi pek de söze gerek kalmadığı apaçık ortada...
* tartışılan konu basit bir konu değildir bir kaç yönden irdelenmelidir.
bir : o çocuğun ailesi ve çevresinin çocuğun hareketlerindeki ve karakterindeki suçu.
iki : o çocuğun kendi iradesi ile bir kenara pısıp ailesinden de gizlenerek olayın geçmesini bekleyerek kimseye taş atmamayı seçebilecek olması. *
üç : ne olursa olsun karşıdakinin çocuk olduğunu düşünüp kendi güvenliğini sağlayabildiği durumlarda çocuğu dövmek yerine tutuklaması gereken polisin yanlışı.
bütün bunlara bakınca herkesin suçu vardır ne polisi de çocuk kadar savunulası gördüğü için konuşan zihniyete laf edenler adildir nede bir çocuğa vur vur inlesin diyenler humanist.
hatta aslında en cok suclu olanlar pkk nın temelde ulkemızı bolup bundan faydalanacak olan dış güçlerin eseri olduğunu unutup gaza gelip kardeşler arası kavgaya katılan , onların ekmeğine yağ süren bizlerindir.
dört veyahut tanım : özünde çok daha derin olan konuyu basite indirgeyerek konuyu teğet geçen başlık.
durumun gerginliği ve yediği taşların acısıyla öfkesine yenilmiş polisi övmekten çok empati kuran zihniyettir.
polisin yaptığı doğrumuydu?
değildi. soğukkanlılığını koruması gerekirdi.
çocuk:
14 yaşındadır. öyle babasının şeker vermesiyle kandırılacak, gaza gelecek yaşta değildir. ergenlik yaşı 13tür.
sonuç: polis açığa alındı. çocuk hastanede. durumu fırsat bilip, polisi, askeri, hükümeti, muhalefeti, 23nisan'ı, atatürk'ü karalamaya çalışanlar heryerde.
pkkyı destekleyen her kim olursa olsun nefret eder. istar insan, ister hayvan, ister sümüklüböcek, hatta solucan bile bu ülkede pkk destekçisi ise gerekenin yapılmasını isteyen insan. bazı medenilerin faşistlikle suçladığı insan.
mevzubahis devlet olunca gerisinin bazı insanlarca teferruat olarak algılandığını hatırlatan zihniyettir. meğer ne kadar empatimiz yüksekmiş bizim... kendimizi polis yerine koyup, bir nevi olayı mazur görmeliymişiz. bir anlık bölücülere karşı refleksmiş meğerse...
bahsettiğimiz empatisi yüksek insanlar güruhu aynı empatiyi başka konularda gösterebiliyorlar mı acaba? bir gün karakola götürülüp yakılarak öldürülenler konusunda ne düşünüyorlar? o konudaki empatileri failler yönünde mi oluyor, yoksa maktuller yönünde mi?
ne polis utanmalı bu olaydan, ne o zavallım çocuk, ne de biz.
polisin karşısına onu koyan yavşaklar utanmalı!
sen bir davanın peşine takılmışsın gidiyorsun, kürdistan diye. sana doğru, bana yanlış olan bu dava; yani senin davan.
madem senin davan, yavşak herif, şerefsiz, arsız herif; savaşını kendin versene.
sen nasıl bir insansın ki çocuğunu taş atmaya polise gönderiyorsun veya göndertiyorsun sonra da ben babasıyım diye ortaya çıkıyorsun?
kendi davanı kendin savunacak kadar göt yok madem sende, neyin davasındasın?! git kendin dikil polisin karşısına, hadi! halep ordaysa, arşın burda.
sen çocuğu gönderiyorsun polisin karşısına, bu kadar delikanlısın çünkü.
ama biliyorum ki bir maksadın var, bir yılanlığın var. çünkü bir devlet böyle böyle içinden içine yıkılmaya çalışılır.
ama sen yavşak, bu çakallıklarınla asla istediğini başaramayacaksın.
o polisin ellerine sağlık denilemez, el kaldırdığı bir çocuktur. çocuğu oturup kutlayamam, boyundan büyük işlerin içindedir.
fakat o polistir ki gene 7/24 hayati tehlikesi olan. götümüzü yaya yaya solcu entrylerimizi girip içimizden küfür ederken bizim için itiyle kopuğuyla çatışan o polistir. böyle solcu görünümlü gazcıları da oturur bir düşünürüm ayrıca.
yahu bu nasıl solculuk? herşeyin arkasından polis, polis, polis. ulan polis dediğin adam seni dövünce 30 milyar maaş almıyor. polis dediğin adam kellesi koltuğunun altında 3 kuruş para için gece gündüz dışarda, senin güvenliğin için.
eyleme gidince sopa yiyorsun, çünkü yaptığın yasa dışı, ya da adamı tahrik ediyorsun. çıksın biri bana söylesin bakalım izinli olan hangi gösteride bir tek dayak yiyen adam var?
dtp'nin kendi nevruz mitinglerinde bile, düşün bak bu kadar arsızca işlerin döndüğü, yine çocuklara şov yaptırılan lanet edilesi toplantılarda bile izinli olduğundan polis kimseye karışmıyor.
burdan atıp tutmak kolay, dışarda yürürken üzerine kazara birisi su dökse mangalda kül bırakmazsın ama onlara devamlı durduk yerde taş atarlar, molotof koktetyli atarlar. karıları, çocukları her allahın günü bu günde evin reisi sağ mı gelecek diye beklerler sen mutlu mesut yaşarken.
ya hadi onu geçtim, sen hiç polis olan babanı bir çatışmada kaybettin mi? bir şehidin acısını yüreğinde hissetmekten de öte, son defa yüzünü öpmek ne demek bilir misin?
taş atan çocuk 13 mermi ile öldürülen Uğur Kaymaz'ın, kameralar önünde kolu kırılan Cüneyt'in, dipçikle komaya sokulan Seyfi'nin ve dövülen, sövülen, öldürülen, cezaevine atılan binlerce çocuğun arkadaşı, kardeşi, sıra arkadaşı ise eğer;
yaklaşık 30 yıldır dağlarda hayatlarının en güzel yerinde kalleş bir amerikan kurşunuyla öldürülen çocuklarda benim ağabeylerim, kardeşlerim, okul arkadaşlarım!
bu kadar itle köpekle devamlı uğraşmak zorunda olan polislerde benim gururum!.
ve sana göre enteresan olan bir şey daha söyleyeyim mi? o dağlarda ölen, terörist çocuklar da benim kardeşimdi aslında. ben onlara senelerce sırf okusunlar, sırf benden aşağıda görülmesinler, şehirli köylü diye ayrılmasınlar diye kendi payıma hayattan düşen ne varsa onu da pay etmişim. iki çift pabucum varsa birini göndermişim. harçlığımdan biraz feragat edip bir palto da onlara göndermişim.
insan olmanın gerekliliğinden.
ama onların anaları babaları ne yaptılar? dava dediler, kürdistan dediler, örgüt dediler allem ettiler kallem ettiler benim kardeşlerimi kalleş ettiler. kendi kalleşlikleriyle onları zehirlediler aslında. utandım, onların yapamadığını yaptım yani.
her şehit cenazesini gördüğümde üzüldüğüm kadar utanırım, insan olduğumdandır.
öldürülen her terörist için bayram gibi sevinen insanları görünce yine utanırım, insanlık adına.
çocuğa gelince, o çocuk ve onun gibiler büyükleri böyle oldukça kaderleri değişmeyecek. bunda devletin de, ailesinin de suçu vardır.
çok biliyosunuz dimi klavye milliyetçileri.polisin eline sağlıkmış çocuğun ne işi varmış orda ulan hayatınızda doğuya 1 kere gittinizmide mal mal konuşuyosunuz.Vatanını seven polismiş gerizkalı adam vatanını seven polis gidip kafasına dipçiği koyunca o insan terörist olmaktan vazgeçmez daha çok terörist olur artı bunu gören diğer insanlarıda terör örgütü sempatizanı yapar.O gerizekalı polis yüzünden bugün terör örgütü daha çok sempatizan ve militan kazandı.Ha şimdi düşünün o çocukmu daha çok terörist yoksa o angut polismi daha çok terörist.Aslan bu işler helal olsun demekle olmaz gitceksin görceksin hakkariyi oraların durumunu ondan sonra klavyeden atıp tutma hakkın olur.Bugün o gerizekalı polis yüzünden pkk hayatında yapamayacağı reklamı yapmış kendisine militan kazandırmıştır.ilerde şehit olucak bir askeri öldürcek teröristin bu orospu çocuğu polisin hareketi yüzünden dağa çıkmış bir terörist olması durumuna ne diyceksiniz.
ölenler asker olduğunda kıyameti koparıp kürt çocukları öldüğünde zil takan zihniyettir. bu olayların birbiriyle alâkasını kurup o çocukların dağa çıkmaması için ne yapılması gerektiğini bir gün anlamalarını umuyorum. ama aklî melekelerinin durumu buna izin verecek gibi görünmüyor.
öyle bir hale getirildi ki konu, ölen askerimize, çocuklarımıza üzülen sadece o zihniyetmiş gibi bir durum çıktı ortaya. yok kardeşim yok öyle değil o işler.
çocuk 14 yaşında, eğitim almamış olsa bile bazı şeyleri düşünebilecek yaştadır ve molotof atmayı biliyorsa o dayağı hak etmiştir. Düşünün o taşlar, o molotoflar bir polisi şehit etse, o polisin arkasında bıraktığı ailesinin,çocuğunun ne günahı var?
Uzaktan konuşup ahkam kesmek çok kolay. Ellerinde taşlarla polislere saldıran, pankartlar taşıyan, slogan atıp, küfreden çocuklara!!!! ki doğru onlar kendileri bunu tercih etmemiş, ettirilmiş hatta zorlanmıştır, ama karşısında duran polisin hareketine yanlış demekte bir o kadar yanlış. Poliste onlara taş atsaydı suçlu kim olurdu? Yine polis. Dövse suç, sövse suç, e peki ne yapsın polisimiz? Öylece seyretsemiydi bu iğrenç eylemi? Karşı olanlar varsa alsınlar ellerine şekerleri, gidip çocuklara versinler o zaman...
Normalde o polisin çocuğu joplaması değil kafasına sıkması beklenmektedir. Bunu bekleyen de aslında o çocuğu hakkını savunduğunu iddia eden kesimdir. O polis iki kurşun sıkmalıdır ki senaryo dönsün, onların istediği yere gelsin. Böyle bir şey arzu ediliyor işte bu ülkede kaos ortamı oluşsun diye, çünkü o ortamdan beslenenler var. Korkunç gelebilir, bende bunu duyduğumda öyle gelmişti. Hatta o aklıma seyrettiğim "elveda Rumeli" dizisinin bir bölümü gelmişti. Orada da benzer bir senaryo hazırlanmış ve isyan çıkarmaya niyetli olan adam "kendi içimizden de bazılarının ölmesi gerek, kendi içimizden de bazılarının feda edilmesi gerek. Böylece haklılık payımızı herkese göstermiş olacağız" şeklinde bir şey diyordu. Seyrettiğimiz ve kimi zaman abartı bulduğumuzu filmlerin, dizilerin aslında gerçek olduğunu bilmek sarsıyor insanı.
Öte yandan, o polis övülemez. Böyle bir zihniyet te hamdır sadece, olgunlaşmamıştır. ama bu ortamı sadece o polis doğurmuyor. Her gösterisinde çocukları ve kadınları kendilerine kalkan yapanların da o çocukların başlarına gelebilecek olan şeylerde sorumluluğu yok mu? Sadece polis de değil, bir gün kendini kaybeden bir vatandaş ta kurşun yağdırabilir o topluluğun üstüne. Okulları basıp, yaşıtlarını tarayan öğrencilerin olduğu günümüzde bu çok mu ütopik bir olasılık ? Adım adım oyuna getiriliyoruz ve sadece seyrediyoruz.
