ilk okul veya orta oku seviyesindeki bilişsel bir zihin yapısıyla dinlerin eleştirisini yapmaktır.
bu eleştirisi son derece usülsüz , dini metinleri literal bir şekilde okuyup yorumlamayla ortaya çıkmış eleştirilerdir. dini metinler, özellikle de kur'an ,içinde mecazlı anlatım ve metaforların olduğu ,dilinde sanatlı anlatımların bulunduğu metinlerdir.
kur'anın geldiği/indiği toplumda söz ustaları, şairler ,laf cambazları mevcuttu ve toplumda ön planda olan kişiler bunlardı. kur'an böyle bir edebi ,şiirsel ortamın olduğu zamanda geldi. poetik yönü bu yüzdendir,şiirsel yapısı ve üslubu bu yüzdedir. dolayısıyla içerisinde bir takım mecazların, söz sanatlarının ,dolaylı anlatımlarının olması doğaldır. bunu anlamak için ilk okul çocuklarının bile anlayabileceği örneklerden birini verelim
kamer suresi ayet 1: kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. siz bu ayeti dümdüz okuyup ;kıyamete yakın bir zamanda ayın yarılacağı şeklinde anlayabilirsiniz. ancak bu ifade ayın yarılacağını değil " her şeyin ortaya çıkacağını" ifade eden arapça bir mecazdır. Arap şairleri de "kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı" mecazını kullanmışlardır. bkz: imrül kays . bu mecazlı anlatıma türkçede de rastlayabiliriz. örneğin; takke düştü kel göründü ifadesi buna benzer bir mecazlı anlatımdır. bu mecazlı anlatımı bilmeyen , bilgisiz biri "biri takkesini düşürmüş ve keli görülmüş" şeklinde komik ,saçma bir şey anlayacaktır * işte kuranı literal şekilde okuyunca dine yöneltilen eleştiriler bu kadar komiktir *
bir de bunu açıklayınca " din tüccarı" olarak yaftalanırsınız. tabi bu iddiada tamamen subjektif , delilsiz,temelsiz bir şekilde size yapıştırılır.aslında bu yaftacı psikolojide olunması çok normaldir. yönelttiğiniz bir eleştiriye kapsamlı bir cevap gelince ve "tükürdüğümü yalamam zihniyetindeyseniz" elbette karşı tarafı asılsız şeylerle itham edeceksiniz. buna da cevap vereceğiz tabi ki. kendilerinin asılsız ,temelsiz yaftalarına boyun eğmeyeceğiz. din tüccarı denilen kişiye şu soruları sorduğunuzda size evet mi diye cevap vermesi gerekir yoksa hayır diye mi ?
-kuranda savaşın ayetleri var mı ?
-kuranda el kesin ayeti var mı ?
-kuranda kafirlere kötü söylemler var mı ?
-kuranda zina edenlere kötü cezalar var mı ?
-kuranda daha eril ,ataerkil bir yapı ön planda mı ? vb gibi ayetlere cevabım evettir. bu ayetler kur'anda yer almaktadır. fakat bunlar tarihin bir bölümünde ,belli bir toplumun sosyal hayatına düzen getirmek için gelmiş "durum "ifade eden ayetlerdir.bu ayetleri 21 yy toplumunun vicdanıyla değerlendirip eleştiride bulunmak ( o gün için hatalı ilan etmek) hatalıdır. tarihi olaylar kendi tarihi içinde değerlendirilir. bu ayetler o gün için çözüm getiren ayetlerdir. bu ayetler kur'anda insanlara emredilen değişmez tevhid esasları değil örfi hükümlerdir ,lokaldir. bahsi geçen ayetlerdeki sabit olan şey "değer" ifadeleridir. bu değer ifadeleri;
-hırsızlığın kötü olması
-haram yemenin kötü olması
-haksız yere adam öldürmenin kötü olması
-,yardımlaşmanın iyi olması vb . gibi şeylerdir.
yani kur'anda hırsızın elini kesin ayeti 14 asır önce arabistan bölgesinde hırsıza verilen bir arap cezasıdır. kur'an bunu devam ettirmiştir. evrensel olan bu değildir.evrensel olan bu ayetteki "değer" yani hırsızlığın "kötü" bir şey olmasıdır. değer ifade etmeyen ayetler ,yani hükümler değişebilir. ki kuranda bile değişmiştir. örneğin zinaya verilen ceza. bizzat kurandan kontrol edip değiştirildiğini görebilirsiniz. e hani allah'ın sözü değişmezdi ? çelişti mi şimdi bu ayetle ,öbür ayetler ? hayır. allahın değişmeyen sözü olarak bahsedilen şey " tevhid" ve "değer" kapsamındaki sözleridir. örfi cezalar değişmiştir, toplum; dinamikliği içerine kendi örfünü var ediyor çünkü.
bu bağlamda yukarıdaki açıklamalardaki yazılanlar görmeyip ,kulaklarınızı kapatıp "ben anlamam ,ben dümdüz, çocukça bir algıyla kuranı okuyup değerlendireceğim" diyorsanız bu sizin tercihiniz. tarafımdan daha fazla ciddiye alınmazsınız * eblehçe eleştirilerinize devam etmek en doğal hakkınız *
ya karşında musa denizi yardı diyen bir din var veya isa ölüleri dirilti de diyor. ayrıca nuh gemiye sığdırmış o kadar canlıyı ve ikinci yaratılış diye geçiyor bu. vahşi yaratıkları nasıl içeriye sıkıştırmış ve saldırmasın diye kollamış o da ayrı bir kafa.
sonra davut melekle güreşmiş diyor, muhammed ayı yardı da diyenler var.
ayrıca lut un hikayesine girmeye gerek bile yok( kuran gerçi bunu farklı anlatıyor)
daha sonra yunus u bilirsiniz o meşhur balığın karnında zamanını geçiren yunusu.
peki yusuf, bunu kuyuya atıyorlar sonra satıyorlar falan filan ama bu nasıl kral oluyor düşleri yorumluyor. buna da inanabilirsiniz.
bu tür hikayelere inanmak doğru bir şey mi?
hele isa yı bir okuyun adamın incilde iki tane ölü diriltmişliği var, hastaları iyi ediyor o da, körü iyileştirme, sakatı yürütme, denizi durdurma, bunların hepsi var.
bunlara inanıyorsun mantıklı ama perilerin güzel varlıklar olduğuna ve çok şirin canlılar olduğuna inanmıyorsun.
ülke ateistlerinin çoğunluğunun yaptığı eleştiridir. sadece retoriklerle, tanrı varsa yer yüzünde tek bir çocuk bile acı çekmemeli gibi komik argümanımsılarıyla dinleri çürüttüğünü ciddi ciddi düşünürler. gerçekten araştıran ve okuyanları tenzih ederim. onlar kalitelerini belli ediyorlar.