Sokağımın kokusunu bile özlüyorum. Büyüklüküçüklü 15 kişi oynadığımız saklambaçı 9 taşı, bahçemizdeki elma ağacının altında bi yandan sohbet edip bi yandan elma yemeyi, sağdan soldan demir tahta tekerlek toplayıp araba yapmayı, ilkokulumun bahçesinde top oynamayı.
Daha uzatırsam ağlıcam sanırım.
Tümü. Çocukluğumun tamamını özlüyorum. Yılların geçiyor olması beni deli ediyor. Yaşlanıyorum. Saçlarımda tek tük de olsa beyaz çıkıyor. Ruhen çok yorgun hissediyorum. Ben çocukluğumu geri istiyorum.
kaygısız, beklentisiz olmak. böyle olunca anı yaşıyordun. Anı yaşayınca da mutlu oluyordun. Küçük şeylerden mutlu olabiliyordun, saf bi temizlik, doğallık vardı. çok şey özleniyor çok..
mahalle samimiyeti, sokaklarda deli gibi eğlenilen, coşulan günler..
hiç unutmam yaz günlerindeki saklambaçları, hırsız-polis koşturmacalarını. aradan kaç sene geçse de, unutamıyor insan. canın sıkıldığında, üzüldüğünde " o günler vardı " diye söyleniyor insan. sanki boğazında bir şey varmış gibi hissediyorsun.
" yeniden o günlere dönme şansı olsa, ne güzel olurdu. " diye söyleniyorsun.
okulda ders çalışmadan başarılı olmak, annemin saçlarımı iki kuyruk yapması, ilk öğretmenim * kömür sobası ve kestane, sindy bebeklerime kıyafet dikmek, adı elif olan büyük bebeğim...
akşam ezanı okunana kadar sokaklarda oynamak, misketlerim, tasolarım, bisikletim, ninja kaplumbağalar ve en önemlisi sobadır. o sobanın üstünde ekmek kızartıp tereyağı sürer yerdik. bir de kestane kavururduk. ah ulan ya...