televizyonun dibine kadar gidip alttan bakınca kadınların eteklerinin altını görebileceğimi sanıyor olmam. o zaman daha sapıkmışım valla düşündüğüm şeye bak.
annem bana allah herşeyi görür derdi, neler düşündüğünü, herşeyini bilir derdi.
çocuk aklı tavuk aklı derler..
bende anneme kızdığım zamanları allah ne düşündüğümü görmesin diye battaniyenin altına girer, kollarımla kafamı sarar oturudum.
allahtan çarpılmadık..
geceleri power rangers denen şeylerin evdeki bi odaya gelip beni öldürmek için orda beklediklerini sanırdım. bi süre o odaya girmemiştim.
televizyonun arkasından içeri girildiğini sanıp hayaller kurardım. tek amacım içeri girip şeker kız candy deki elizabethin saçını çekmekti.
dolar ve mark'ın geçersiz olduğunu sanmak. *
gece halının üzerini yılan ve böceklerin kapladığını sanmak. *
aklıma kötü kötü düşünceler geldiğinde, heralde izlediğim filmlerden etkilenmiş olsam gerek, hep içimde şeytan var sanırdım. nasıl çıkartırım diye saatlerce kafa yorardım.
i.e.t.t. otobüslerinin her durakta durup inecekler için kapıları açarak beklediğini sanmak. Düğme olayını çok sonra fark etmiştim. aydınlanmış gibi oldum.
istanbulun yedi tepesinden birinde gecekonduda doğmuşum. televizyolar halen siyah beyaz. malum istanbul'un bir çok yeri bakir bölge iken d-100 karayolu ve etrafı oto ve otoyol ışıklarından dolayı ışıl ışıl görünürdü tepeden bakınca. demek tee o zamanlar amerikayı keşfetmişim ki o ışıklı bölgeyi amerika sanırdım benim küçük güzel dünyamda. seksenlerde çocuk olmak
vücudumuzun her yerinin yemekle dolu olduğunu sanardım mesela.
sağ taraftan yutunca sağ ayağıma, soldan yutunca da sol ayağıma gider diye düşünüp, dengelenmesi için de lokmalarımı bir sağa bir de sola doğru gidecek şekilde yutardım.