normalde yaşadığım evden daha ıssız bir konumda, tek katlı ve uğultulu olmaları delirtiyordu beni.
gece karanlığında konuşulan dinî konuların korkmamda büyük etkisi vardı tabi.
çocukluk korkularım derin bir yara olarak kaldı bende. aşamadım hiçbirini. travmalarım mı korku oldu yoksa korkularım travmaya mı dönüştü bilmiyorum. saçma sapan paradokslar işte.
ben onlara bakmadığımda görmediğim insanların, ben bakmazken canavarımsı bir şeye dönüştükleri ve ben baktığımda tekrar insan suretinde bana göründükleri. varoluşsal gerçekliği ve nesnelliği sorguladığım arkaik dönemler..
ama hep hayali arkadaşımın bok yemesi. o fişfikliyordu böyle olduğu konusunda.