Ağzımda oluşan yaraların acısını anımsıyorum.yemek bi tarafa su bile içemiyordum.yattığım yerde annemlerin sohbet ettiğini görüyordum.sonra teyzem bana muhallebi yedirmişti;o açlık da unutulmaz.içine konan dondurmayı gördüğümden yemiştim.işte herkesin bi zaafı var *
Anneme göre 20-22 aylıkmışım..düz hesap 2 diyelim.
daha sik kadar bebeyken bi tanıdığın köpeği patilerini omuzlarıma atmıştı. çok sevecen dişi, cins bişeydi. sonra fotoğrafımızı da çekmişler öyle köpekle poz verirken. fotoğrafı var diye midir yoksa yaşadığım korkudan mıdır bilinmez ben o anı hatırlıyorum.
1,5 yaşındayım. Babaannemin babası ölüm döşeğinde. Son zamanlarında bir gözü tamamen görmez olmuş. Ben karşıdan onun olduğu yatağa bakıyorum. Beni görünce yüzündeki sevinçle yerinden doğruluyor ve bana eliyle gel gel işareti yapıyor. onun o ölüme yaklaşmış yüzünden korkuyorum. Ama yine de gidiyorum. Saçlarımı okşuyor usul usul. Benimle vedalaşıyor aslında. Birkaç gün sonra da ölüyor.
Geçen eski fotoğrafları karıştırırken denk geldim kendisiyle. Ve tuhaf derecede gittikçe ona benziyorum. Ruhu şad olsun.
anne- baba kavgasıydı. bütün çocukluğumu ,sevincimi yok ettiler. çocukluk hakkım haram olsun onlara.
bu stresi uzun zaman çektim. çocuk aklı işte. oysa ki ;
berbere gittik. ilk defa saçımı kestirecektim. sonra bu adam kesemedi saçımı yarım yamalak oldu. eve gidecektim şapka da yoktu. elimle kapatarak koştura koştura eve gittim pencereden abimin çıktığını gördüm en son o zaman hıçkıra hıçkıra ağlamıştım.
Annem bana çorba yedirmeye çalışıyordu sanırım. Ben hoplayıp zıplıyordum divanın üzerinde. Karşıda siyah beyaz televizyonumuz vardı. Renklileri çoktan çıkmıştı. Biz hala siyah beyaz kullanıyorduk. Philips marka idi. Çizgi film oynuyordu.
3-4 yasimi gayet iyi hatırlıyorum. Dedemin annesi ölüyodu olduğu akşam gördük ertesi günü gömdük kadının boğazını delmişler ve konusamiyordu sonra da dedemin mezarını açıp üstüne gömdüler anasını ben de cenazeye pijama ile geldiğim için moralim bozuktu.
Dedemin babasi da tam bu olaydan 1 sene sonra vefat edip karısına oğluna kavusmustu zaten.
4 yaşındayken bina girişindeki laz teyze tarafından kovalanmak. Sonradan taşındığımız 2 apartmanda da bir "laz teyze" vardı. Ağaçtan Erik toplayıp yiyoruz diye bize beddua ederlerdi, yenmeyecekmiş onlar. kızarıp yere düşünce yermişiz.
Aksam iş dönüşü annemle babamın eve getirdiği kilolarca portakalı içinde bulunduğu poşetten tutup yere dökmem ve yüzümde patlayan fotograf makinesi flaşı.
bilye oynarken ki ellerimdeki asinmalar.
Sortum.
bir gun param olursa onu da alacagim dusuncelerim.
bir sehirden bir sehire goc etmemiz.
boza, izmir okul onu .
sabahin puslu havasi ve ilkokul ogretmenimin beni elimden tutarak okul donusu eve birakmasi.
b harfini ogrenirken cektigim sikinti.
...
Babaannemin babası köydeki evde alt katta yaşardı.Eşi Emine ninem ondan bir sene önce ölmüştü. Kendisi ailenin ilk torunu olan beni çok severdi. Birgün zeytin ağacından düşmüş, görme yetisini neredeyse tamamen yitirmişti. Ve sonrasında çok dayanamadı.
Köydeki evin şimdi depo olarak kullandığımız alt katı. Ben kapıda durmuşum. Karşıda yatakta dedem az gören gözleriyle beni kendisine çağırıyor. Çocuğum korkuyorum ama yanına gidiyorum. Doya doya öpüyor beni. Film burda kopuyor. Çok daha sonradan öğrendiğime göre ertesi gün ölmüş.
Tuhaf olan kendisi öldüğünde benim bir yaşımda olmam ve bu anı çok net hatırlamam. ikincisi ise Gittikçe fiziksel olarak ona benzemem.